Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THINK ONE'S PENNY SILVER : English Turkish

kendi parasını gümüş zannetmek, kendini bulunmaz hint kumaşı zannetmek, kendi önemini abartmak, kendini beğenmiş bir tarzda hareket etmek, böbürlenmek

THINK ONESELF NO SMALL POTATOES : English Turkish

kendini beğenmek, kendini kafdağında görmek, küçük dağları ben yarattım demek

THINK OUT : English Turkish

tasarlamak, düşünerek çözüm bulmak

THINK OVER : English Turkish

düşünüp taşınmak, üzerinde düşünmek

THINK POORLY OF : English Turkish

kötü bir kanaate/fikre sahip olmak,
hakkında kötü düşünmek

THINK STRAIGHT : English Turkish

v. düz düşünmek, açıkça düşünmek, bulanık olmayan sakin kafa ile düşünmek, açık bir anlama göstererek düşünmek

THINK TANK : English Turkish

eyin takımı, danışmanlar

THINK THE WORLD OF : English Turkish

v. hayran olmak, hayranlık duymak, çok beğenmek

THINK THROUGH : English Turkish

geniş şekilde düşünmek; düşündükten sonra karar vermek

THINK TWICE : English Turkish

etraflıca düşünmek, iyi düşünmek

THINK UP : English Turkish

tasarlamak, düşünüp daha iyi bir yolunu bulmak

THINKABLE : English Turkish

adj. düşünülebilir, düşünmeye değer

THINKABLY : English Turkish

adv. makul bir şekilde, makul olarak

THINKER : English Turkish

n. düşünür, filozof

THINKIN : English Turkish

n. konferans

THINKING : English Turkish

n. düşünme, düşünce, fikir, tasavvur

THINKING : English Turkish

adj. düşünen, düşünce

THINKING CLEARLY : English Turkish

açık şekilde düşünme, açık anlama yolu, anlaşılabiir tarzda düşünme

THINKING CONSTRUCTIVELY : English Turkish

yapıcı düşünme, yapıcı bir şekilde düşünme, verimli sonuçlar doğuracak şekilde düşünme

THINKING MAN : English Turkish

düşünen adam, düşünceli adam, ağırbaşlı adam, ciddi düşünen adam

THINKING OF YOU : English Turkish

seni düşünüyorum, Aklımdasın, TOY (İnternet sonbet jargonu)

THINKING PATTERNS : English Turkish

düşünme modelleri, düşünme şekli, beyin ameliyatı, bir kimsenin işler hakkında düşünme tarzı

THINKPAD : English Turkish

n. IBM şirketi tarafından üretilen dizüstü bilgisayarlar serisi (Bilgisayar)

THINKS HE'S SOMETHING : English Turkish

irşey olduğunu zannediyor, kendisinin önemli olduğunu sanıyor, önemli olduğunu düşünüyor, kendini beğenmiş, böbürlenen, kendi hakkında iyi hisseden

THINLY : English Turkish

adv. ince katmanlarla, ince tabakalarla; zayıf bir şekilde; ince ve seyrek dağılmış bir şekilde