Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THOROUGHLY ASHAMED : English Turkish

adamakıllı utanmış, mahçup ve utançtan kızarmış, büyük utanç içinde

THOROUGHNESS : English Turkish

n. tamlık, mükemmellik, kusursuzluk, titizlik

THOROUGHPACED : English Turkish

adj. her türlü yürüyüşe alışkın (at), her şeye uygun, iyi eğitilmiş

THOROUGHPIN : English Turkish

n. bacak ödemi (atlardaki hastalık)

THOROUGHWORT : English Turkish

n. iyileştirici özellikleri olan uzun ömürlü Kuzey Amerika papatya bitkisi, boneset

THORP : English Turkish

n. köy (Arkaik)

THOSE : English Turkish

pron. onlar, şunlar

THOSE ABOVE : English Turkish

yukardakiler, benimle bağlantısı olan benden yüksek veya yukarı pozisyondaki kişiler (pozisyon, rütbe, makam, vb. olarak)

THOSE ABOVE ME : English Turkish

enim üzerimdekiler, üstlerim, patronlarım

THOSE AGAINST : English Turkish

karşı olanlar, karşıt pozisyonda olanlar

THOSE DAYS : English Turkish

n. o zamanlar

THOSE ONES : English Turkish

pron. onlar

THOSE WERE THE DAYS : English Turkish

hey gidi günler, neydi o günler

THOSE WHO CHERISH HIS MEMORY : English Turkish

hatırasına bağlı olanlar, hatırasına değer verenler, anısına saygı duyan insanlar, onu saygı ile hatırlayanlar veya ananlar

THOU : English Turkish

pron. sen

THOU DOEST : English Turkish

yaparsın

THOU SHALT : English Turkish

v. eceksin

THOU SHALT NOT COVET : English Turkish

imrenmeyeceksin, gıpta etmeyeceksin,
için arzu duymayacaksın, arzulamayacaksın, istemeyeceksin

THOU SHALT NOT KILL : English Turkish

öldürmeyeceksin, cinayet işlemeyeceksin

THOU SHALT NOT MURDER : English Turkish

öldürmeyeceksin, cinayet işlemeyeceksin

THOU WAST : English Turkish

sendin, sen idin

THOUGH : English Turkish

conj. gerçi, olduğu halde, karşın, rağmen, olsa da

THOUGH : English Turkish

adv. yine de, gerçi

THOUGHT : English Turkish

adj. sanılan

THOUGHT : English Turkish

n. düşünce, fikir, sanı, görüş, kanı, niyet, düşünme, özen, ilgi, felsefe, az şey