Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THREAD OF LIFE : English Turkish

yaşam bağı, hayat ipi, son hayat kırıntısı, son yaşam belirtisi

THREAD ONE'S WAY : English Turkish

kalabalıkta kendine yol açmak, sıyrılarak ilerlemek

THREAD ONE'S WAY THROUGH : English Turkish

v. kalabalıkta kendine yol açmak

THREAD WORM : English Turkish

kıl kurt, şerit kurt, bağırsaklarda yaşayan parazit kurtçuk

THREAD-LIKE : English Turkish

ipe benzeyen, ip kadar ince

THREADBARE : English Turkish

adj. çok eskimiş, eski püskü, bayat, kabak tadı veren

THREADBARE ARGUMENT : English Turkish

çok eski tartışma, beylik/basmakalıp iddaa veya sav, sıradan tartışma, basmakalıp sıradan mantık veya düşünce

THREADED : English Turkish

adj. dişli (vida)

THREADER : English Turkish

n. ipe dizmeye yarayan alet, iğneye iplik geçirmeye yarayan alet, vidaya diş açma makinesi, pafta

THREADFIN BREAMS : English Turkish

n. Hint Okyanusu ve batı Pasifik Okyanusu'nun tropikal sularında bulunan bir balık ailesi

THREADING LATHE : English Turkish

n. diş açma tezgâhı

THREADLIKE : English Turkish

adj. ip gibi, çok ince, narin, ince, hassas, ipe benzer

THREADS : English Turkish

n. (Argo) giysiler

THREADWORM : English Turkish

n. kıl kurt, kurt/solucan türü

THREADY : English Turkish

adj. ip gibi, ipliksi, tel tel, incecik

THREAT : English Turkish

n. korkutma, tehdit, gözdağı, adak, tehlike

THREAT OF EXTINCTION : English Turkish

neslinin tükenme tehlikesi, bazı bitki ve hayvanların türlerinin yeryüzünden yok olup gitmesi tehlikesi

THREATEN : English Turkish

v. tehdit etmek, gözünü korkutmak, gözdağı vermek, tehlike belirtisi olmak, korkutmak

THREATENED : English Turkish

adj. tehdit edilmiş, korkmuş ,gözü korkutulmuş, riske atılmış

THREATENED WITH A LAWSUIT : English Turkish

dava açmakla tehdit etmiş, eğer talepleri yerine getirilmezse dava açmakla korkutmuş

THREATENER : English Turkish

n. tehdit eden kimse, gözünü korkutan kimse

THREATENING : English Turkish

n. tehdit

THREATENING : English Turkish

adj. tehdit eden, tehditkâr, endişe verici

THREATENING LETTER : English Turkish

n. tehdit mektubu

THREATENINGLY : English Turkish

adv. tehditkar bir şekilde, gözünü korkutan bir tarzda, güvenli olmayan bir şekilde, riskli bir şekilde