English Turkish
TROTHPLIGHT : English Turkish
n. nişan, nişanlanma, evliliğe ilk adım (Arkaik)
TROTLINE : English Turkish
n. uzun misina
TROTS : English Turkish
n. (Argo) ishal, amel ("the trots")
TROTTER : English Turkish
n. tırıs giden at, paça
TROTTERS : English Turkish
n. ayaklar
TROTTING RACE : English Turkish
n. tırıs tempoda at yarışı
TROTYL : English Turkish
n. trinitrotolüen, TNT, askeri ve diğer uygulamalarda kullanılan patlayıcı (Kimya)
TROUBADOUR : English Turkish
n. ortaçaş Avrupası şair ve müzisyeni; gezgin şarkıcı; gezgin müzisyen; gezgin şair
TROUBLE : English Turkish
n. sıkıntı, dert, külfet, belâ, huzursuzluk, meşakkat, zahmet, rahatsızlık, aksilik, sorun, arıza, üzüntü
TROUBLE : English Turkish
v. rahatsız etmek, zahmet vermek, canını sıkmak, üzmek, bulandırmak, dert etmek, zahmet etmek, üzülmek
TROUBLE ABOUT : English Turkish
canını sıkmak, rahatsız etmek; belirli bir mesele ile canını sıkmak
TROUBLE MAKER : English Turkish
sorun çıkaran kimse, başbelası kimse, cansıkıcı kimse
TROUBLE ONESELF : English Turkish
zahmet etmek
TROUBLE SHOOTING : English Turkish
problem tespit etme, problemlerin yerini tespit etme, aksiliklerin yerini saptama
TROUBLE SPOT : English Turkish
n. sorun kaynağı, bozuk yer
TROUBLE-MAKING : English Turkish
ir sıkıntıya sebep olan, problemlere sebep olan
TROUBLED : English Turkish
adj. üzgün, sıkıntılı, rahatsız, bulanık
TROUBLED ABOUT : English Turkish
- dert edinen,
hakkında canını sıkan,
hakkında endişelenen,
ile alakadar olan
TROUBLED FACE : English Turkish
problem yaşayan yüz, kaygı belirten ifade, endişeli yüz ifadesi, endişe gösteren yüz ifadesi
TROUBLED SLEEP : English Turkish
problemli uyku, kesik uyku, rüya görürken kabuslarla canı sıkılmış olma
TROUBLED TIMES : English Turkish
problemli zamanlar, zor zamanlar, stres dolu dönemler
TROUBLED WATERS : English Turkish
elirsizlik, bulanık sular, karışık durum
TROUBLEMAKER : English Turkish
n. sorun çıkaran kimse, fitneci, baş belâsı
TROUBLEMAKING : English Turkish
adj. problem yaratan; belaya sebep olan
TROUBLER : English Turkish
n. probleme sebep olan kimse, rahatsız eden kimse, rahatsızlık yaratan kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani