English Turkish
VOLUNTARY : English Turkish
adj. gönüllü, istemli, isteyerek yapılan, fahri, özgür iradeli, kasıtlı
VOLUNTARY ACTIVE EUTHANASIA : English Turkish
gönüllü aktif ötanazi, bir kimsenin gönüllü kendi iradesiyle ölümünü istemesi, gönüllü ötanazi
VOLUNTARY ARBITRATION INSTITUTE : English Turkish
n. gönüllü arabuluculuk enstitüsü, VAI, bir anlaşmazlığa düşen tarafların rızası ile çatışma çözüm hizmetleri sunan enstitü
VOLUNTARY ASSOCIATION : English Turkish
hayır kurumu, gönüllü teşkilat, kâr amacı gütmeyen kuruluş, para karşılığı olmaksızın çalışan birim
VOLUNTARY BANKRUPTCY : English Turkish
gönüllü iflas, ihtiyari iflas, borçlu durumdaki kişinin talebine göre yapılan iflas ilanı
VOLUNTARY LIQUIDATION : English Turkish
n. gönüllü tasfiye, ihtiyari tasfiye, bir şirketin hissedarlarının talebine göre yapılan tasfiye
VOLUNTARY LOAN : English Turkish
Gönüllü kredi, ihtiyari kredi, isteğe bağlı borç, özgür iradesi ile bir kişiye verilen veya bu kişi tarafından alınan borç
VOLUNTARY MUSCLES : English Turkish
istemli kaslar, faaliyeti kontrol edilebilen kaslar, iskelet kasları, iskeletsel kaslar
VOLUNTARY MUTISM : English Turkish
n. istemli sessizlik, gönüllü dilsizlik, psikojenik nedenlerden kaynaklanan sessizlik, ruhsal nedenlerden kaynaklı sessiz olma durumu, hastanın iradesiyle oluşan sessizlik
VOLUNTARY PURCHASER : English Turkish
gönüllü alıcı, istemli alıcı, bir varlığı kendi isteğiyle satın alan kimse
VOLUNTARY SAVINGS : English Turkish
ihtiyari tasarruflar, gönüllü tasarruflar, istemli tasarruflar, özgür iradeyle yapılan tasarruflar
VOLUNTARY SELLER : English Turkish
gönüllü satıcı, istemli satıcı, bir varlığı kendi isteğiyle satan kimse
VOLUNTEER : English Turkish
adj. gönül rızası ile yapılan, kendiliği den büyüyen [bot.]
VOLUNTEER : English Turkish
n. gönüllü, gönüllü asker
VOLUNTEER : English Turkish
v. gönüllü olmak, gönüllü yazılmak, isteyerek yapmak, üstlenmek
VOLUNTEER AN OPINION : English Turkish
fikir sunmak, fikir teklif etmek, düşünce arz etmek
VOLUNTEERING POLICEMEN UNIT : English Turkish
gönüllü polis birimi, gönüllülerden oluşan polis birimi
VOLUNTEERISM : English Turkish
n. gönüllülük, gönüllü olma durumu, zamanını belirli bir faaliyete ayırma eylemi (herhangi bir gelir olmaksızın)
VOLUNTEERS ARE REQUIRED : English Turkish
gönüllüler aranıyor, gönüllü ihtiyacı var, belli grup veya dava için kamuya yapılan gönüllük çağrısı
VOLUPTUARY : English Turkish
n. seks düşkünü kimse, şehvet düşkünü kimse
VOLUPTUOUS : English Turkish
adj. seks düşkünü, şehvetli, cinsel istek uyandıran, zevk düşkünü, lüks
VOLUPTUOUSLY : English Turkish
adv. şehvetli bir şekilde, tutkulu bir şekilde; duygusal olarak, duygusal bir şekilde; tam ve çekici bir şekille
VOLUPTUOUSNESS : English Turkish
n. şehvet düşkünlüğü, seks düşkünlüğü, seksilik, cinsel istek uyandırma
VOLUTE : English Turkish
n. kıvrım, sarmal yapı, helezoni deniz kabuğu
VOLUTED : English Turkish
adj. kıvrımlı, sarmal
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani