English Turkish
WINE LIST : English Turkish
n. şarap listesi
WINE MERCHANT : English Turkish
n. şarapçı
WINE PRESS : English Turkish
üzüm cenderesi, şaraphane; mahzen, sarnıç, su deposu
WINE PRODUCER : English Turkish
şarap imalatçısı, şarap üreten kimse
WINE STONE : English Turkish
n. şarap tortusu, asit tartarik
WINE TASTER : English Turkish
n. şarap tadan, şarap tadıcısı, şarabın tadına bakan ve değerini biçen kimse, kalitelerini belirlemek üzere profesyonel olarak şarapları tadan kimse; tadına bakılacak şarabın konulduğu küçük derin kap
WINE VAULT : English Turkish
şarap mahzeni, şarap bodrumu, şarapların tutulduğu yer altı odası
WINEBIBBER : English Turkish
n. şarapçı, bekri
WINEBIBBING : English Turkish
n. şarapçılık, sarhoşluk, sarhoş olma durumu
WINEGLASS : English Turkish
n. şarap bardağı, şarap kadehi
WINEGROWER : English Turkish
n. bağcı, üzüm yetiştiricisi, üzüm bağı sahibi ve üzüm şarap imalatçısı kimse
WINEGROWING : English Turkish
n. şarap üretme endüstrisi; üzüm yetiştiricisi ve şarap imalatçısı bir kimsenin işi, şarap imal etme işi
WINEMAKER : English Turkish
n. üzüm bağında çalışan kimse, üzün ve meyvelerden şarap yapan kimse
WINEMAKING : English Turkish
n. şarapçılık, şarap üretme sanatı ve bilimi; üzüm yetiştirme ve şarap yapma işlem ve süreci; üzüm yetiştirme ve şarap yapma
WINEPRESS : English Turkish
n. üzüm cenderesi, içinde üzümlerin çiğnenerek veya basılarak suyunun çıkarıldığı tekne
WINERY : English Turkish
n. şaraphane
WINERY OWNER : English Turkish
şarap imalathanesi sahibi, şaraphane veya şarap fabrikası sahibi kimse
WINESKIN : English Turkish
n. şarap tulumu
WINETASTER : English Turkish
n. şarap tadıcı, şarap eksperi
WINFREY : English Turkish
n. bir soyadı; Oprah Winfrey (1954 doğumlu), ABD'de popüler talk şov programı "The Oprah Winfrey Show" un yayıncısı ve sunucusu
WING : English Turkish
n. kanat, burun kanadı, ek bina, uçma, uçuşan şey, sıvışma, kol, çamurluk, hava filosu
WING : English Turkish
v. kanat takmak, hızlandırmak, kanatlanmak, uçmak, uçarak geçmek, kanadını yaralamak, kolundan yaralamak
WING CASE : English Turkish
öcek kanadını saran kabuk
WING COMMANDER : English Turkish
filo komutanı [brit.], uçuş kolu komutanı [amer.]
WITHOUT ANY RESTRAINT : English Turkish
sınırlamasız, kontrolsüz, denetimsiz, hudut koymadan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani