Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THRESHING : English Turkish

n. harman, harman dövme

THRESHING FLOOR : English Turkish

harman yeri

THRESHING MACHINE : English Turkish

döven makinesi, batöz

THRESHING-FLOOR : English Turkish

harman yeri, denelerin ayrıldığı yüzey, hasat edilen ürünlerin danelerinin ayrıldığı alan

THRESHOLD : English Turkish

n. eşik, eğik

THRESHOLD OF HIS LIFE : English Turkish

hayatının eşiği, hayatının başlangıcı, hayatında bir dönemin başlangıcı

THRESHOLD OF PAIN : English Turkish

acı eşiği, acıya dayanma sınırı, acıya tahammül sınırı

THRESHOLD VALUE : English Turkish

n. eşik değeri

THREW A FIT : English Turkish

afallamış, ağzı açık kalmış, şaşırmış, hayrete düşmüş

THREW A HAND GRENADE : English Turkish

el bombası fırlatmış, küçük bir patlayıcı madde atan

THREW AWAY : English Turkish

uzağa atılmış, uzağa fırlatmış

THREW AWAY HIS MONEY : English Turkish

paralarını saçan, parasını saçıp savuran, parasını boşa harcayan, parasını israf eden

THREW COLD WATER ON HIM : English Turkish

üzeine soğuk su dökülen, heyecanını bastıran

THREW DOWN THE GLOVE : English Turkish

kontrol altında, sonraki hareketi yapmak zorunda

THREW DUST IN HIS EYES : English Turkish

gözünü boyayan, gözlerine toz kaçıran, onu aldatan, onu afallatan, onu gerçekten uzaklaştıran

THREW DUST IN PEOPLE'S EYES : English Turkish

insanların gözüne toprak atan, insanları kötü yola düşüren, insanları yoldan çıkaran, insanları dolandıran, insanların gözünü boyayan, insanları aldatan

THREW HIM A BONE : English Turkish

ona bir kemik atan, ona yemeğin artıklarını veren, önüne bir kemik atan, ona sadece ikincil ve küçük bir parça veren

THREW HIM INTO THE WATER : English Turkish

onu suya fırlatan, onu suya atan, onu uyarmadan içine atan, onu daha önce hiçbir tecrübesi olmayan bir pozisyonda bırakan, ona duruma adapte olmak için başka seçenek bırakmayan

THREW HIM OFF BALANCE : English Turkish

dengesini bozan, dengesini kaybetmesine sebep olan, onun güvenlik hissine zarar veren

THREW HIM OUT : English Turkish

onu uzağa fırlatan, onu uzağa gönderem, onun ayrılmasına sebep olan

THREW HIM TO THE DOGS : English Turkish

v. onu köpeklere atan, onu köpeklerin önüne atan, ondan öcünü alan, onu yaptıklarının bedelini ödemeye zorlayan

THREW HIS MONEY AROUND : English Turkish

parasını etrafına saçan, etrafa para saçan, parasını gelişigüzel harcayan, parasını büyük miktarlarda harcayan

THREW HIS WEIGHT AROUND : English Turkish

elindeki ve erişebildiği tüm etkileme metodlarını kullanan

THREW OFF THE YOKE : English Turkish

oyunduruğunu kırıp atan, boyunduruktan kurtulan, kendini özgür bırakan, isyan eden, başkaldıran, ayaklanan

THREW THE JAVELIN : English Turkish

cirit atan, mızrak atan, mızrağı/ciriti fırlatan