Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WOW : English Turkish

interj. hayret, vay be, vay

WOWEE : English Turkish

interj. vay!, vay be!, heves narası, heyecanlanma ünlemi, sürpriz ve hayranlık narası

WOWSER : English Turkish

n. tutucu [avus.], içkiye tövbe eden [avus.], oyunbozan [avus.]

WOZNIAK : English Turkish

n. Steve Wozniak (1950 doğumlu), Apple Bilgisayar şirketinin iki kurucusundan biri; bir soyadı

WP : English Turkish

adv. eğer hava izin verirse

WP : English Turkish

n. iş stresi

WPA : English Turkish

n. iş projeleri idaresi, 1930'larda iş sahaları yaratmak için kurulmuş ABD devlet kurumu

WPM : English Turkish

n. "words per minute (dakika başına kelime)", dakika başına kelime, bir dakika içine sığan kelime sayısı (giriş yapılan, okunan, yazılan vs gibi)

WR : English Turkish

kenar tutucu, (Amerikan futbolunda) hücum hattının dış kenarındaki pozisyon; görevi sahanın dış kenarlarından koşmak ve oyunkurucudan gelen pasları yakalamak olan oyuncu

WRACK : English Turkish

n. enkaz, yıkıntı, harabe, gemi enkazı, kıyıya vuran yosun, uçuşan bulut

WRACK AND RUIN : English Turkish

harap, viran

WRAITH : English Turkish

n. hayalet, sıska tip

WRAITHLIKE : English Turkish

adj. hayalet gibi, hayal meyal, gölge gibi, maddesiz

WRANGLE : English Turkish

n. kavga, tartışma

WRANGLE : English Turkish

v. kavga etmek, dalaşmak, tartışmak, birbirini yemek

WRANGLER : English Turkish

n. kavgacı, tartışmacı, sığırtmaç [amer.], sığır çobanı [amer.], matematik bölüm birincisi (cambridge)

WRAP : English Turkish

n. sarınılan şey, sarılacak şey, sargı, atkı, battaniye, örtü, şal, palto

WRAP : English Turkish

v. sarmak, dolamak, örtmek, paketlemek, bürümek, sarınmak, paketlenmek, bürünmek

WRAP AROUND : English Turkish

n. etrafında dönme; bowlingde 6'ncı lobutun 10'uncu lobutu neredeyse vurduğu ancak doğrudan etrafında döndüğü ve devirmediği atış (Bowling)

WRAP IT UP : English Turkish

v. kısa kesmek, kesmek, bitirmek

WRAP ONESELF UP : English Turkish

sarınmak, sıkı giyinmek

WRAP SOMEONE AROUND ONE'S LITTLE FINGER : English Turkish

irini serçe parmağında oynatmak, birini parmağında oynatmak, birini isteklerine boyun eğer hale getirmek, birini taleplerine ve emirlerine bağlı duruma getirmek

WRAP THEM SEPARATELY, PLEASE : English Turkish

ayrı paketleyin lütfen

WRAP UP : English Turkish

v. kavgayı kesmek, sarmak (paket), sarmak, sarıp sarmalamak, sıkıca sarmak, ambalajlamak, paketlemek, özetlemek, sona erdirmek, son vermek, kesmek, sıkı giyinmek

WRAP UP : English Turkish

n. özet, bir raporun son özeti; haber özetleri