Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
YESTEREVE : English Turkish

adv. dün akşamleyin, dün akşam

YESTEREVE : English Turkish

n. dünün akşamı, dün akşam

YESTEREVENING : English Turkish

adv. dün akşamleyin, dün akşam

YESTEREVENING : English Turkish

n. dünün akşamı, dün akşam

YESTERYEAR : English Turkish

n. geçen yıl, geçmiş yıl (yesterday {dün, geçmiş gün} gibi)

YESTERYEAR : English Turkish

adv. geçen yıl; kısa zaman önce, uzun olmayan bir süre önce

YESTERYEAR'S SNOW : English Turkish

dünün karı, dün yağan kar, zamanı geçmiş, geç kalınmış, yok olan ve unutulan bir şeyin örneği, geçti Bor'un pazarı

YESTREEN : English Turkish

adv. dün akşamleyin, geçmiş akşamda, geçen akşamleyin, geçtiğimiz akşamda

YESTREEN : English Turkish

n. dün akşam, geçmiş akşam, geçen akşam, geçtiğimiz akşam

YET : English Turkish

adv. hâlâ, henüz, daha, şimdiye kadar, şimdiye dek, sonunda, hatta, yine de

YET : English Turkish

conj. yine de, ama, ancak, buna rağmen, oysa

YET AGAIN : English Turkish

adv. bir daha

YET BETTER : English Turkish

adv. daha da iyi

YET MORE IMPORTANT : English Turkish

adv. daha da önemli

YETI : English Turkish

n. Yeti, Tibet kar adamı (Tibet)

YETSIAT EUROPA : English Turkish

1947'de Filistin'e yasadışı göçmenleri (çoğu soykırımdan hayatta kalanlar) taşıyan ve girişi İngilizlerce reddedilen gemi

YEVGENY : English Turkish

n. bir erkek ismi (Rusça)

YEVGENY PRIMAKOV : English Turkish

(1929 doğumlu) Rus politikacı, Rusya'nın eski Başbakanı (
1999)

YEW : English Turkish

n. porsukağacı

YEW TREE : English Turkish

porsukağacı

YG : English Turkish

genç centilmen, genç erkek çocuk, genç adam (İnternet kısaltması)

YHWH : English Turkish

n. Yehova, Allah'ın isimlerinden biri, Allah'ın İbranice ismi (Yahudilik)

YID : English Turkish

n. yahudi

YIDDISH : English Turkish

n. eskenazi dili, İbranice ile karışık Alman lehçesi

YIDDISH LITERATURE : English Turkish

İbrani literatürü, İbrani dilinde yazılmış edebi literatür