Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
YOBBO : English Turkish

n. maganda, şehir eşkıyası, kaba ve zalim kimse, zayıf kimseleri bezdiren kimse, külhanbeyi, kabadayı; holigan

YOBO : English Turkish

n. maganda, şehir eşkıyası, kaba ve zalim kimse, zayıf kimseleri bezdiren kimse, külhanbeyi, kabadayı; holigan

YOCHAI : English Turkish

n. erkek için İbranice bir isim

YOCHANAN : English Turkish

n. İbranice bir isim

YOCHANAN BADER : English Turkish

İsrailli hukukçu ve İsrail parlementosunun eski üyesi

YOD : English Turkish

n. İbranicede onuncu harf

YODEL : English Turkish

n. tril, pesten tize geçişli şarkı

YODEL : English Turkish

v. trilli şarkı söylemek

YODELER : English Turkish

n. trilli şarkı söyleyen kimse, çok tiz perdeden İsviçre ve Tirol dağlılarının şarkılarını söyleyen kimse

YODELLER : English Turkish

n. trilli şarkı söyleyen kimse, çok tiz perdeden İsviçre ve Tirol dağlılarının şarkılarını söyleyen kimse

YODFAT : English Turkish

n. İsrail'de kooperatif yerleşke

YOEL : English Turkish

n. bir erkek ismi (Joel'in İbranice şekli)

YOEL MOSHE SALOMON : English Turkish

Kudüs bölgesinde Petah Tiqvah ve civar semtlerinin kurucularından biri

YOGA : English Turkish

n. yoga

YOGA EXERCISES : English Turkish

yoga hareketleri, yoga egzersizleri, yoga alıştırmaları, rahatlama hareketleri

YOGHURT : English Turkish

n. yoğurt

YOGI : English Turkish

n. yogi, yoga sofusu

YOGURT : English Turkish

n. yoğurt

YOGURT ICE-CREAM : English Turkish

n. yoğurt dondurması, donmuş yoğurttan yapılan dondurma

YOHANAN : English Turkish

n. İbranice bir isim

YOHAY : English Turkish

n. bir erkek ismi (İbranice)

YOICKS : English Turkish

interj. tilki av köpeklerini motive etmek için kullanılan seslenme

YOKAN : English Turkish

n. tatlı azuki fasulyesinden yapılan kalın popüler bir Japon jölesi

YOKE : English Turkish

n. boyunduruk, bağ, evlilik bağı, çift, satıcı omuz sırığı

YOKE : English Turkish

v. boyunduruğa koşmak, evlendirmek, bağlanmak, koşmak