Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
YOKE BONE : English Turkish

n. lades kemiği

YOKE OF MATRIMONY : English Turkish

n. evlilik bağı

YOKE OF OXEN : English Turkish

öküz çifti, çift öküz, iki öküz

YOKE TOGETHER : English Turkish

v. bağlanmak

YOKEFELLOW : English Turkish

n. hayat arkadaşı, iş arkadaşı

YOKEL : English Turkish

n. hödük, köylü

YOKEMATE : English Turkish

n. hayat arkadaşı, meslektaş, iş arkadaşı

YOKNEAM : English Turkish

n. İsrail'in kuzeyinde bulunan küçük şehir

YOKOHAMA : English Turkish

n. Yokohama, Japon liman şehri

YOKOZUNA : English Turkish

n. sumo güreşinde en üst derece; en üst mertebe sumo güreşçisi

YOKUTS : English Turkish

n. California'nın San Joaquin Vadisi'nda yaşayan Yerli Amerikan kabileleri grubu üyesi kimse; Yokuts kabileleri tarafından konuşulan diller grubu

YOLK : English Turkish

n. yumurta sarısı, embriyonun gelişimini sağlayan yumurta kısmı, yapağı yağı

YOLK BAG : English Turkish

vitellüs kesesi

YOLK SAC : English Turkish

vitellüs kesesi

YOLK STALK : English Turkish

n. (Tıp) yumurta kesesini embriyonun orta midesine bağlayan dar kanal

YOLKED : English Turkish

adj. yumurta sarılı, içinde yumurta sarısı olan

YOM : English Turkish

n. gün, (İbranice) "day (gün)" (örneğin; Yom Kippur)

YOM KIPPUR : English Turkish

Yom Kippur, insanların günahlarının bağışlanması için oruç tutup dua ettikleri Yahudi tatili

YOM KIPPUR WAR : English Turkish

Yom Kippur savaşı, İsrail ve çevresindeki komşu Arap milletleri arasında Ekim 1973'te Yom Kippur'da başlayan şavaş

YOM TRUAH : English Turkish

Yahudi Yeni Yılı, shofar'ın (koç boynuzu) çalındığı Yahudi bayramı

YON : English Turkish

pron. şuradaki, oradaki, ötedeki

YON : English Turkish

adv. şurada, orada, ötede

YON : English Turkish

adj. şuradaki, oradaki, ötedeki

YONA : English Turkish

n. İbranice bir erkek veya bir bayan ismi; İbranice bir soyadı

YONA WALLACH : English Turkish

n. (
1985) İsrailli şair