Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
YOU'RE VERY NICE : English Turkish

çok iyisiniz

YOU'RE WELCOME : English Turkish

uyrun yapın, buyrun, bir şey değil, rica ederim, estağfurullah

YOU'VE : English Turkish

v. "you have (-in var)",
in var,
ye sahipsin;
tın,
tin, başka bir fiille birlikte geçmiş zamanı belirtmek için kullanılan fiil

YOU'VE GOT A MESSAGE : English Turkish

mesajınız var

YOU'VE GOT MAIL : English Turkish

mektubunuz var

YOU'VE GOT THE WRONG GUY : English Turkish

yanlış kişiyi buldun, yanlış adam, aradığın kimse ben değilim; suçsuzum, ben suçlu değilim

YOU'VE GOT TO BE KIDDING! : English Turkish

şaka yapıyorsun!, şaka yapıyor olmalısın!, ciddi olamazsın!, dediğine inanmıyorum!, doğru söylüyor olamazsın!

YOU'VE MADE YOUR BED NOW LIE IN IT : English Turkish

kendi yatağını yaptın şimdi yat içinde, kendi hareketlerinin sonuçlarını kabul etmelisin, kendi yarattığın durumla kendin ilgilen, kendi düşen ağlamaz

YOUNG : English Turkish

n. küçük, yavru

YOUNG : English Turkish

adj. genç, küçük, acemi, yeni

YOUNG AMBITION : English Turkish

n. gençlik hevesi

YOUNG AND OLD : English Turkish

genç yaşlı, gençler ve yaşlılar, her yaştan insan, yediden yetmişe herkes

YOUNG ANIMAL : English Turkish

n. yavru

YOUNG AT HEART : English Turkish

kalbinde genç, kalbinde genç hissetme, genç olunmamasına rağmen genç hissedilmesi

YOUNG AUDIENCE : English Turkish

genç seyirciler, genç yaşta çocuklardan oluşan seyirciler, genç seyirciler kalabalığı

YOUNG BLOOD : English Turkish

genç kan, taze kan, genç kimse

YOUNG BULL : English Turkish

genç boğa, genç erkek sığır

YOUNG COUPLE : English Turkish

genç çift, flört eden genç bir erkekle genç bir kadından oluşan çift

YOUNG DEER : English Turkish

genç geyik, olgunlaşmamış erkek geyik

YOUNG FOR HIS AGE : English Turkish

yaşı için çok genç, yaşına göre olgunlaşmamış, yaşına göre davranmayan

YOUNG GENERATION : English Turkish

n. gençlik

YOUNG GENIUS : English Turkish

genç dâhi, çocuk deha

YOUNG GENTLEMAN : English Turkish

genç beyefendi, kibar genç adam

YOUNG GIRL : English Turkish

genç kız, küçük yaşta kız; küçük yaşta kadın

YOUNG GOAT : English Turkish

genç keçi, olgunlaşmamış erkek oğlak