English Turkish
ZYMOGENOUS : English Turkish
adj. mayalandıran, mayalanmaya neden olan; mayaya dönüşene özgü, proenzimle ilgili, belirli şartlar altında enzime dönüşen maddeyle ilgili
ZYMOID : English Turkish
n. bit tür zehir (Kimya)
ZYMOID : English Turkish
adj. mayalı, mayalanmış, kabarcıklı, köpüklü (Biyokimya)
ZYMOLOGIST : English Turkish
n. mayalanma ve enzimlerle ilgilenen bilim insanı (Biyokimya)
ZYMOLOGY : English Turkish
n. maya bilimi, mayalanma ve enzimler bilimi (Biyokimya)
ZYMOLYSIS : English Turkish
n. mayalanma, mayalanma sırasındaki enzim faaliyeti (Biyokimya)
ZYMOMETER : English Turkish
n. mayaölçer, mayalanmaölçer, mayalanmayı ölçmeye yarayan araç
ZYMOPLASTIC : English Turkish
adj. maya üreten, enzim üreten
ZYMOSIS : English Turkish
n. mayalanma, fermantasyon
ZYMOSTHENIC : English Turkish
adj. mayalanma hızlandırıcı, enzim faaliyeti hızlandırıcısı
ZYMOTIC : English Turkish
adj. mayalanma ile ilgili, bulaşıcı
ZYMOTICALLY : English Turkish
adv. mayalanmayla
ZYMURGY : English Turkish
n. mayalanma bilimi, fermantasyon
ZYRIAN : English Turkish
adj. Komi halkına ait
ZYRIAN : English Turkish
n. Komi, kuzeybatı Urallar'da yaşayan Fin kökenli insan; Komi halkının Fince dili
ZZZ : English Turkish
interj. horrrrr, horlama sesi
ZZZZENOPHOBIA : English Turkish
n. (Argo) bir etkinlik sırasında uykuya dalma korkusu
£ : English Turkish
n. pound sterlin sembolü, Britanya para biriminin sembolü
¥ : English Turkish
n. Yen'in sembolü, Japonya'nın para biriminin sembolü
® : English Turkish
n. ticari marka, alametifarika, müseccel marka, her hakkı saklıdır, bir imalatçı veya şirket tarafından kullanılan ve bir ürünün başka bir imalatçı tarafından kullanılamayacağını belirten ayırt edici sembol
À CHEVAL : English Turkish
(Fransızca) "at üstünde", at üstünde dikelme veya bacaklar açılarak genişçe oturma, at biner gibi, bacaklar ayrılarak
À CORPS PERDU : English Turkish
adv. (Fransızca) uyarılmadan, uyarı olmadan, dürtülenmeden; can havliyle, umutsuzlukla, ne pahasına olursa olsun
À FOND : English Turkish
adv. (Fransızca) kapsamlı bir şekilde, yoğun bir şekilde, derinden, derinlemesine, ayrıntılı bir biçimde
À LA GUERRE COMME À LA GUERRE : English Turkish
(Fransızca) yapman gerekeni yap, yapman gereken ne ise onu yap
À OUTRANCE : English Turkish
adv. (Fransızca) "to the utmost (alabildiğine)", alabildiğine, olabildiğince, sonuna kadar, kapasitesi yettiğince, son dereceye kadar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani