Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ACETYLMETHYLCARBINOL : English Turkish

n. acetylmethylcarbinol, asetoin, değişik karbonhidratlardan yapılan hoş kokulu sarımtırak sıvı

ACETYLSALICYLATE : English Turkish

n. acetylsalicylate, asetil salisilik asit esteri, asetil salisilik asit tuzu

ACETYLSALICYLIC ACID : English Turkish

n. asetil salisilik asit, ASA, aspirin, antiinflematuar ve ateş düşürücü etkileri olan ilaç, ağrıyı hafifletmek için kullanılan ilaç

ACFT : English Turkish

hava taşıtı, havada akım yönünde uçurulabilen herhangi bir araç (örneğin, uçak veya helikopter)

ACHAEA : English Turkish

n. eski Yunanistan

ACHAEAN : English Turkish

n. Achaealı, Achaea’da yaşayan

ACHAEMENIAN : English Turkish

adj. Akamanışlılara ait, Akamanışlılarla ilgili

ACHAEMENID : English Turkish

n. Akamanış; eski Pers’te MÖ
331 yılları arasında hüküm sürmüş krallar hanedanına mensup hükümdar

ACHAIA : English Turkish

n. Peloponez yarımadasının kuzey bölümünde yer alan antik güney Yunan bölgesi

ACHALASIA : English Turkish

n. akalazya, kasların gevşeyememesi (Tıp)

ACHARNEMENT : English Turkish

n. hırs, gaddarlık, vahşet, şiddet, vahşilik

ACHE : English Turkish

v. sancımak, ağrımak, acımak, sızlamak

ACHE : English Turkish

n. ağrı, sızı, sancı, acı

ACHE FOR : English Turkish

v. can atmak, yanıp tutuşmak

ACHE TO : English Turkish

v. can atmak, yanıp tutuşmak

ACHELESS : English Turkish

adj. ağrısız, ağrı olamayan, acımayan, ağrıya neden olmayan; acısız

ACHELOUS : English Turkish

n. Yunanistan’da uzun bir nehir; (Yunan Mitolojisi) aynı isimle nehir Tanrısı

ACHELOUS RIVER : English Turkish

n. Achelous Nehri; Yunanistan’da uzun bir nehir

ACHENE : English Turkish

n. aken, kapçık meyve

ACHENIAL : English Turkish

adj. aken ile ilgili, akene özgü, olgun olduğu zaman açılmayan tek tohumlu meyve ile ilgili olan(Botanik)

ACHERON : English Turkish

n. (Yunan Mitolojisi) Charon’un üzerinden ölülerin ruhlarını taşıdığı Hades’teki nehir; cehennemi alanlar, cehennem; Hades

ACHIEVABLE : English Turkish

adj. başarılabilir, ulaşılabilir, tamamlanabilir

ACHIEVE : English Turkish

v. gerçekleştirmek, başarmak, elde etmek, kazanmak, ulaşmak, erişmek, meydana getirmek

ACHIEVE ONE'S AIM : English Turkish

amacına ulaşmak, amacına erişmek, amacını elde etmek

ACHIEVE ONE'S PURPOSE : English Turkish

amacına ulaşmak, amacına erişmek, amacını elde etmek