Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ACROPOLIS : English Turkish

n. akropol, bir şehrin yükseltilmiş müstahkem bölgesi, tepebaşı kalesi (eski Yunanistan’da)

ACROSS : English Turkish

adv. karşıdan karşıya, çapraz, karşıya, genişliğinde

ACROSS : English Turkish

prep. karşısında, içinden, ortasından, üstünden; öbür tarafında

ACROSS THE BOARD : English Turkish

geniş kapsamlı, kapsamlı, genel

ACROSS THE BOARD AGREEMENT : English Turkish

n. toplu sözleşme

ACROSS THE COUNTRY : English Turkish

ülke çapında, tüm ülkede, ülkenin bir tarafından öbür tarafına

ACROSS THE GREEN LINE : English Turkish

Yeşil Hat boyunca, Batı Şeria veya Gazze ve İsrail’in geri kalan kısmı sınırı ötesinde

ACROSS THE ROAD : English Turkish

yolun karşısında, yolun öbür tarafında, sokağın karşısında

ACROSS THE SEA : English Turkish

denizin karşısında, denizin diğer tarafında

ACROSS THE STREET : English Turkish

adv. karşıdan karşıya, yolun karşısında, karşıya

ACROSTIC : English Turkish

n. akrostiş

ACROSTICALLY : English Turkish

adv. akrostik biçimde, akrostik şeklinde

ACROTIC : English Turkish

adj. akrotik, akrotizmle ilgili, zayıf nabzı olan, nabız atışı olmayan

ACROTISM : English Turkish

n. akrotizm, zayıf veya eksik nabız atışı olma durumu

ACRYLENE : English Turkish

n. döküm ve tekstilde kullanılan çabuk sertleşen sentetik madde

ACRYLENE FIBERS : English Turkish

akrilik elyaf, akrilikten yapılmış olan elyaf

ACRYLIC : English Turkish

n. akrilik

ACRYLIC : English Turkish

adj. akrilik

ACRYLIC ACID : English Turkish

n. akrilik asit, yararlı ürünler oluşturmaya r hazır olan moleküller birleştiren doymamış sıvı asidi (özellikle parlatıcılar ve laklar)

ACRYLIC PAINT : English Turkish

akrilik boya, akrilik reçinede dağıtılmış pigmentlerden yapılan suda çözülür boya (Sanat)

ACRYLIC RESIN : English Turkish

akrilik reçine, katılaştığı zaman çok sert olan termoplastik reçine türü

ACRYLONITRILE : English Turkish

n. vinil siyanür, lastik ve plastik üretiminde kullanılan zehirli kimyasal madde (Kimya)

ACT : English Turkish

n. hareket, davranış, amel, fiil; oyun, numara, rol, perde [tiy.]; eylem; kanun, yasa, resmi yazı; cinsel ilişki

ACT : English Turkish

v. davranmak, hareket etmek; oynamak, numara yapmak, numarası yapmak,rol yapmak, rol oynamak; etki etmek; görevini yapmak

ACT A PART : English Turkish

ol almak, rol oynamak