English Turkish
ACT OF OBLIVION : English Turkish
n. genel af
ACT OF PARLIAMENT : English Turkish
n. parlamento kararı, kanun [brit.]
ACT OF PROTEST AGAINST : English Turkish
-yi protesto etmek,
ye karşı gösteri,
e karşı çıkmak için ayaklanmak
ACT OF SABOTAGE : English Turkish
sabotaj eylemi, kötü niyetler zarar verme veya aksatma hareketi
ACT OF STATE : English Turkish
n. hükümet onayıyla işlenmiş kanunsuz eylem
ACT OF SUPREMACY : English Turkish
üstünlük kanunu, “tek üstün kişi İngiltere Kilisesi başkanı” olduğunu ilan eden ve tanıyan İngiltere kralı VIII. Henry dönemindeki İngiliz Parlamentosu kanunu (1534)
ACT OF TERRORISM : English Turkish
terörizm eylemi, vatandaşları yaralamaya ve dehşete düşürüme amacıyla yapılan eylem (sıkça ekstremist siyasi örgütler tarafından gerçekleştirilen)
ACT OF WAR : English Turkish
askeri eylem, savaş nedeni
ACT ON : English Turkish
göre davranmak
ACT ON IMPULSE : English Turkish
aklına eseni yapmak, anında hareket etmek; önceden planlamadan hareket etmek
ACT ON INSTINCT : English Turkish
iç güdü ile hareket etmek, sezgilerine göre hareket etmek, aniden hareket etmek, doğal bir şekilde hareket etmek
ACT ON ONE'S OWN INITIATIVE : English Turkish
kendi inisiyatifini kullanarak hareket emek, teminat veya destek olmadan hareket etmek; kendi başına harekete geçmek
ACT ON THE SPOT : English Turkish
derhal harekete geçmek, hemen harekete geçmek, anında davranmak
ACT ONE'S PART : English Turkish
v. üzerine düşeni yapmak
ACT OUT : English Turkish
v. dışa vurmak, davranışlarıyla ortaya koymak
ACT THE FOOL : English Turkish
v. aptalca davranmak, aptallık etmek
ACT THE GIDDY GOAT : English Turkish
v. abuk subuk şeyler yapmak, kendini rezil etmek; herkesin önünde aptalca davranmak
ACT THE GOAT : English Turkish
v. salağa yatmak, aptalca davranmak, rezil olacak bir şekilde davranmak
ACT THE MAGGOT : English Turkish
v. saçma sapan bir şekilde davranan, (İrlanda Argosu) aptalca davranmak; mantıksız komik bir şekilde davranmak, rahatsız edici bir şekilde eğlenceli gibi davranmak
ACT THE PART : English Turkish
ol oynamak, katılmak; rol almak, rolde oynamak
ACT ULTRA VIRES : English Turkish
yetkiyi aşan davranış,
yasal merciinin dışında olan hareket,
yetki alanı ötesinde hareket etmek
ACT UNDER PRESSURE : English Turkish
askı altında hareket etmek, işlevini stres altında yerine getiren, stresli koşullarda çalışmak
ACT UP : English Turkish
yaramazlık etmek, teklemek
ACT UP TO ONE'S OPINIONS : English Turkish
kendi fikirlerine göre hareket etmek, kendi inançlarına göre davranmak, verdiğin nasihati kendin uygula
ACT UPON : English Turkish
göre davranmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani