Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ACTS CRAZY : English Turkish

çılgınca davranan, deli gibi hareket eden, kuruntulu bir şekilde hareket eden, kontrol dışı hareket eden

ACTS OF HOSTILITY : English Turkish

muhalefet eylemleri, dostça olmayan hareketler, düşmanlık davranışları

ACTS OF THE APOSTLES : English Turkish

n. havariler tarihi, yeni ahit

ACTUAL : English Turkish

adj. gerçek, asıl, fiili, aktüel, güncel, şimdiki, mevcut

ACTUAL CIRCUMSTANCES : English Turkish

n. asıl durumlar, fiili gerçek durumlar

ACTUAL DAMAGE : English Turkish

fiili hasar, maddi zarar, gerçekte meydana gelmiş olan hasar (genelde görünenden çok daha fazla)

ACTUAL INCOME : English Turkish

gerçek gelir, vergiler ve kesintilerden sonra kalan gelir, ele geçen ücret, net maaş

ACTUAL SIZE : English Turkish

gerçek boyut, gerçek ölçüler, doğru oranlar

ACTUAL SPEED : English Turkish

fiili hız, gerçek hız

ACTUAL VALUE : English Turkish

fiili değer, gerçek değer, hakiki kıymet

ACTUAL WEIGHT : English Turkish

tam ağırlık gerçek ağırlık, aw

ACTUALISATION : English Turkish

n. gerçekleştirme, gerçek yapma süreci, gerçekleşme, fiili yapma süreci; hayata geçirilen bir şey; tanıma, bir şeyi net bir şekilde anlama; (Müzik) besteciden farklı bir kişi tarafından tamamlanan müzik kompozisyonu, besteciden farklı bir kişi tarafından geliştirilen ve düzeltilen müzik kompozisyonu (ayrıca actualization)

ACTUALISE : English Turkish

v. hayata geçirmek, gerçekleştirmek, yaşama geçirmek, anlamak, sonuçlandırmak, yerine getirmek (ayrıca actualize)

ACTUALISED : English Turkish

adj. gerçekleşmiş, gerçek olmuş, hayata geçirilmiş, mümkün olmakta gerçeğe dönüşmüş (ayrıca actualized)

ACTUALIST : English Turkish

n. actualist, var olan fiili gerçekleri ve durumları ele alan ya da değerlendiren kişi

ACTUALITIES : English Turkish

n. gerçek

ACTUALITY : English Turkish

n. gerçeklik, aktüalite, güncellik

ACTUALIZATION : English Turkish

n. gerçekleştirme, gerçek yapma süreci, gerçekleşme, fiili yapma süreci; hayata geçirilen bir şey; tanıma, bir şeyi net bir şekilde anlama; (Müzik) besteciden farklı bir kişi tarafından tamamlanan müzik kompozisyonu, besteciden farklı bir kişi tarafından geliştirilen ve düzeltilen müzik kompozisyonu (ayrıca actualisation)

ACTUALIZE : English Turkish

v. gerçekleştirmek, gerçekleşmek

ACTUALIZED : English Turkish

adj. gerçekleşmiş, gerçek olmuş, hayata geçirilmiş, mümkün olmakta gerçeğe dönüşmüş (ayrıca actualised) actually materialize|/actually$969$ /materialize$47203$ $WI_FREQUENCY:4 fiili olarak gerçekleştirmek, gerçekten oluşmak, fiili gerçek haline gelmek

ACTUALLY : English Turkish

adv. aslında, fiilen, gerçekte, doğrusu, sahi, gerçekten, sahiden

ACTUALNESS : English Turkish

n. gerçekçilik, samimiyet, anlamlı olma; hakikilik, doğruluk; şimdiki zamanda var olma durumu

ACTUARIAL : English Turkish

adj. sigorta istatistikleriyle ilgili

ACTUARIAL DEFICIT : English Turkish

aktuaryal açık, sigorta uzmanı tarafından değer biçilen ve hesaplanan hesap açığı (mali istatistikler hesaplayan kimse)

ACTUARIAL PLAN : English Turkish

aktuaryal plan, sigorta şirketleri için değişik faktörlerin değerlendirilmesi (riskler, oranlar, vs.)