English Turkish
ACTUARY : English Turkish
n. aktüer, sigorta uzmanı
ACTUATE : English Turkish
v. harekete geçirmek, çalıştırmak, işletmek
ACTUATION : English Turkish
n. harekete geçirme, çalıştırma
ACTUATOR : English Turkish
n. çalıştırıcı, işletici
ACTUS REUS : English Turkish
görevi suistimal, cezai suç, suçun maddi unsuru
ACUARIA : English Turkish
n. acuaria, kuşları istila eden nematodlar sınıfı
ACUCOBOL : English Turkish
n. Acucorp Inc.’in AcuCobol-gt programı üretmiş olan eski adı
ACUCOBOL-GT : English Turkish
n. COBOL’la yazılmış bilgisayar programlarının kapasitelerini arttıran gelişim araçları grubu (Acucorp tarafından üretilir)
ACUITY : English Turkish
n. keskinlik, sivrilik, zekâ
ACULEATE : English Turkish
adj. sivri, keskin kenarları olan (Biyoloji);iğnesi olan (haşarat); iğne gibi batan
ACUMEN : English Turkish
n. zekâ, çabuk kavrama, sezgi
ACUMINATE : English Turkish
v. açmak, keskinleştirmek
ACUMINATE : English Turkish
adj. sivri uçlu, bir uca doğru giderek incelmek (Botanik)
ACUMINATION : English Turkish
n. açmak, bilemek; keskin uçta sona eren; genişlik veya kalınlık açısından giderek incelen uç; bir yaprak ucunun şekli (Botanik)
ACUPOINT : English Turkish
n. acupoint, akupunktur noktası, bir iç organa karşılık gelen vücuttaki birkaç noktadan herhangi biri ( Çin tedavi yöntemleri olan akupunktur ve akupresör tarafından kullanılan)
ACUPRESSURE : English Turkish
n. akupresör, hatalığın vücudun belirli noktalarına elle uygulanan basınç sonucu iyileştirildiği geleneksel Çin yöntemi
ACUPUNCTURE : English Turkish
v. akupunktur yapmak
ACUPUNCTURE : English Turkish
n. akupunktur
ACUPUNCTURIST : English Turkish
n. akupunkturcu
ACUTANCE : English Turkish
n. akütans, fotoğraf malzemesinin orijinal görüntünün sınırlarından geçişin kopyasını yapabilmesi
ACUTE : English Turkish
adj. keskin, sivri, şiddetli,
akut, aşırı; dar (açı), ilerlemiş
ACUTE ACCENT : English Turkish
n. sesli harf üzerine konan aksan işareti
ACUTE ANGLE : English Turkish
dar açı
ACUTE CONDITION : English Turkish
vahim durum, ciddi durum, ağır hal
ACUTE DISEASE : English Turkish
akut hastalık, ciddi hastalık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani