Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
S'ÉCROULER : French Turkish

"yıkılmak, çökmek; yok olmak, gümlemek"

S'ÉGAILLER : French Turkish

dağılmak

S'ÉGARER : French Turkish

yolunu kaybetmek

S'ÉGAYER : French Turkish

neşelenmek, eğlenmek

S'ÉGOSILLER : French Turkish

oğazını yırtarcasına bağırmak

S'ÉGOUTTER : French Turkish

suyu damlamak

S'ÉGRENER : French Turkish

irbiri ardınca sıralanmak

S'ÉLARGIR : French Turkish

"genişlemek; hapisten çıkmak"

S'ÉLEVER : French Turkish

"yükselmek, çıkmak; ilerlemek "

S'ÉLEVER CONTRE : French Turkish

(bir şeye) karşı çıkmak

S'ÉLOIGNER : French Turkish

uzaklaşmak

S'ÉMANCIPER : French Turkish

aşırı serbest olmak, özgürlüğüne kavuşmak

S'ÉMERVEILLER : French Turkish

"şaşırmak; hayran olmak"

S'ÉMOUVOIR : French Turkish

"heyecanlanmak; telaşa düşmek; üzüntüye kapılmak"

S'ÉNERVER : French Turkish

sinirlenmek

S'ÉNONCER : French Turkish

düşündüğünü anlatmak

S'ÉPAISSIR : French Turkish

"koyulaşmak, yoğunlaşmak; kalınlaşmak"

S'ÉPANCHER : French Turkish

(birine) açılmak, dert yanmak

S'ÉPANOUIR : French Turkish

"(çiçek) açılmak; ışıl ışıl olmak; gelişmek, serpilmek"

S'ÉPILER LES JAMBES : French Turkish

acaklarının kıllarını almak

S'ÉPILER LES SOURCILS : French Turkish

kaşlarını almak

S'ÉPONGER : French Turkish

alnını kurulamak

S'ÉPOUMONER : French Turkish

"nefes tüketmek; boğazını yırtarcasına bağırmak"

S'ÉPRENDRE : French Turkish

âşık olmak, tutulmak, vurulmak

S'ÉPUISER : French Turkish

itkin düşmek, tükenmek