Multilingual Turkish Dictionary French Turkish

SADOMASOCHISTE : French Turkish

[le] [la] sadomazoşist

SAFARI : French Turkish

[le] safari

SAFRAN : French Turkish

[le] safran

SAFRANÉ : French Turkish

safranlı

SAGA : French Turkish

[la] saga

SAGACE : French Turkish

keskin görüşlü, kavrayışlı, öngörülü

SAGACITÉ : French Turkish

[la] görüş keskinliği, kavrayış, öngörü

SAGAIE : French Turkish

[la] mızrak

SAGE : French Turkish

"bilge; uslu; akla uygun, makul "

SAGE-FEMME : French Turkish

[la] ebe kadın

SAGEMENT : French Turkish

"akıllıca; usluca"

SAGESSE : French Turkish

"[la] bilgelik; usluluk; akla uygunluk"

SAGITTAIRE : French Turkish

[le]

SAGOU : French Turkish

[le] sagu, hintirmiği

SAGOUTIER : French Turkish

[le] sagu ağacı

SAHARA : French Turkish

[le]

SAHARIEN : French Turkish

"Sahra ile ilgili; tropikal "

SAHARIENNE : French Turkish

"[la] safari ceket; safari gömlek"

SAIGNANT : French Turkish

kanayan

SAIGNEMENT : French Turkish

[le] kanama, burun kanaması

SAIGNER : French Turkish

"kan almak; kanını akıtmak, kesip öldürmek; kanamak "

SAIGNER DU NEZ : French Turkish

urnu kanamak

SAIGNER À BLANC : French Turkish

kanını emmek, para sızdırmak

SAIGNÉE : French Turkish

"[la] kan alma; alınan kan; dirseğin iç yüzü; insan kaybı; varını yoğunu kaybetme"

SAILLANT : French Turkish

"çıkıntılı; canlı, parlak, göze çarpan, belirgin"