Multilingual Turkish Dictionary French Turkish

SALLE DE SPECTACLE : French Turkish

"tiyatro; sinema "

SALLE DE SÉJOUR : French Turkish

oturma odası

SALLE DES MACHINES : French Turkish

makine dairesi

SALLE À MANGER : French Turkish

yemek salonu

SALMIS : French Turkish

[le] av eti yahnisi

SALON : French Turkish

"[le] salon; oturma odası; misafir odası; sergi "

SALON DE COIFFURE : French Turkish

kuaför salonu

SALON DE THÉ : French Turkish

çay salonu

SALOPARD : French Turkish

[le] namussuz, aşağılık kimse

SALOPE : French Turkish

"[la] pasaklı kız; kaltak, orospu"

SALOPER : French Turkish

(işi) şişirme yapmak, içine etmek

SALOPETTE : French Turkish

"[la] iş gömleği; askılı çocuk tulumu"

SALPÊTRE : French Turkish

[le] güherçile

SALSIFIS : French Turkish

[le] tekesakalı

SALTIMBANQUE : French Turkish

"[le] cambaz; soytarı, şaklaban, şarlatan"

SALUBRE : French Turkish

sağlığa yarar, sağlam

SALUBRITÉ : French Turkish

[la] sağlığa yararlık, sağlamlık

SALUBRITÉ PUBLIQUE : French Turkish

kamu sağlığı

SALUER : French Turkish

"selamlamak; selam durmak "

SALUER DE LA MAIN : French Turkish

elle selam vermek

SALURE : French Turkish

[la] tuzluluk

SALUT : French Turkish

"[le] selam; kurtuluş, selamet; ahret mutluluğu; selam durma"

SALUTAIRE : French Turkish

koruyucu, kurtarıcı

SALUTATIONS : French Turkish

[la] selamlar

SALVE : French Turkish

[la] yaylım ateşi