Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
SELF : French Turkish

[le] selfservis

SELF-SERVICE : French Turkish

[le] selfservis

SELLE : French Turkish

"[la] eyer; ayakyolu, hela "

SELLER : French Turkish

eyerlemek

SELLERIE : French Turkish

"[la] eyercilik; koşum takımları"

SELLES : French Turkish

dışkı, bok

SELLETTE : French Turkish

[la] sanık iskemlesi

SELLIER : French Turkish

[le] eyerci, saraç

SELON : French Turkish

e göre,
e kalırsa

SELON QUE : French Turkish

diğine göre

SELON TOUTE VRAISEMBLANCE : French Turkish

görünüşe göre, şüphesiz

SEMAILLES : French Turkish

[la] ekim

SEMAINE : French Turkish

"[la] hafta; haftalık (ücret); haftalık iş "

SEMAINE DES QUATRE JEUDIS : French Turkish

çıkmaz ayın son çarşambası

SEMAINIER : French Turkish

[le] yedi halkalı bilezik\\yüzük

SEMBLABLE : French Turkish

"benzer; böyle, bu gibi "

SEMBLABLE À : French Turkish

e benzer

SEMBLANT : French Turkish

[le] görünüş

SEMBLER : French Turkish

"... gibi görünmek, benzemek; öyle gelmek "

SEMELLE : French Turkish

"[la] ayakkabı tabanı; pençe; bir ayak uzunluğu "

SEMELLE DE CAOUTCHOUC : French Turkish

kauçuk taban

SEMELLE DE CUIR : French Turkish

kösele taban

SEMENCE : French Turkish

"[la] tohum; nalın çivisi"

SEMER : French Turkish

"ekmek; serpmek; serpiştirmek; ortalığa atmak, yaymak; (birinden) yakasını kurtarmak "

SEMER DE L'ARGENT : French Turkish

para savurmak