Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
SONNER MAL À L'OREILLE : French Turkish

kulağa kötü gelmek

SONNER À LA PORTE : French Turkish

kapıyı çalmak

SONNERIE : French Turkish

"[la] çan sesleri; çanlar; (saat\\telefon vb'de) ses; (çalar saatte) ses düzeni; boru sesi "

SONNERIE D'ALARME : French Turkish

alarm zili

SONNERIE DE CLAIRON : French Turkish

oru sesi

SONNERIE ÉLECTRIQUE : French Turkish

elektrik zili

SONNET : French Turkish

[le] sone

SONNETTE : French Turkish

"[la] zil; çıngırak; şahmerdan "

SONNÉ : French Turkish

"(saat) çalmış, vurmuş; (zaman\\yaş) tam, doldurmuş; kaçık, deli"

SONORE : French Turkish

"çınlamalı, ötümlü; cafcaflı "

SONORISATION : French Turkish

"[la] ses aygıtlarıyla donatma; (film) seslendirme"

SONORISER : French Turkish

"ses aygıtlarıyla donatmak; (film) seslendirmek"

SONORITÉ : French Turkish

[la] ötümlülük, seslilik

SONOTHÈQUE : French Turkish

[la] seslik, ses arşivi

SOPHISME : French Turkish

[le] bilgicilik, safsata, yanıltmaca

SOPHISTE : French Turkish

[le] bilgici, safsatacı, sofist

SOPHISTICATION : French Turkish

"[la] bozma, karıştırma; bozulmuş madde; özenti"

SOPHISTIQUE : French Turkish

safsatalı

SOPHISTIQUER : French Turkish

"karıştırmak, bozmak; hile yapmak"

SOPHISTIQUÉ : French Turkish

yapmacıklı, özentili

SOPORIFIQUE : French Turkish

"uyutucu; sıkıcı, bıktırıcı"

SOPRANO : French Turkish

[le] [la] soprano

SORBE : French Turkish

[la] üvez

SORBET : French Turkish

[le] şerbet

SORBETIÈRE : French Turkish

[la] şerbet\\dondurma kabı