Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
SORBIER : French Turkish

[le] üvez ağacı

SORCELLERIE : French Turkish

"[la] büyücülük; gözbağıcılık"

SORCIER : French Turkish

"[le] [la] büyücü; gözbağcı "

SORDIDE : French Turkish

pis, iğrenç, sefil

SORDIDITÉ : French Turkish

"[la] pislik, iğrençlik, sefillik; pintilik"

SORGHO : French Turkish

[le] hintdarısı

SORNETTES : French Turkish

[la] boş lakırdı, saçma sözler

SORT : French Turkish

"[le] talih, kısmet; (malca) varlık; ad (çekme), kura; (kötülük getiren) göz, büyü "

SORTABLE : French Turkish

uygun, elverişli

SORTANT : French Turkish

"çıkan, ayrılan; üyeliği sona ermiş"

SORTE : French Turkish

[la] çeşit, tür

SORTIE : French Turkish

"[la] çıkış; sokağa çıkma; gezinti, dolaşma; gece dışarı çıkma; sızma, akma "

SORTIE DE BAIN : French Turkish

ornoz

SORTIE DE CAMIONS : French Turkish

kamyon çıkışı

SORTIE DE SECOURS : French Turkish

tehlike çıkışı, imdat kapısı

SORTIE PAPIER : French Turkish

kâğıda çıkış

SORTILÈGE : French Turkish

[le] büyü, büyücülük

SORTIR : French Turkish

"çıkmak; dışarı çıkmak; çıkarmak; sokağa çıkarmak; kovmak; elde etmek "

SORTIR DE SES GONDS : French Turkish

tepesi atmak, zıvanadan çıkmak

SORTIR DES GONDS : French Turkish

kızmak, tepesi atmak

SOSIE : French Turkish

[le] birine çok benzeyen kimse, tıpatıp benzer

SOT : French Turkish

[le] [la] aptal, budala

SOTTEMENT : French Turkish

udalaca, aptalca

SOTTISE : French Turkish

"[la] budalalık, aptallık; budalaca söz, abuk sabukluk"

SOU : French Turkish

[le] metelik, para