Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
SOUVERAIN PONTIFE : French Turkish

papa

SOUVERAINEMENT : French Turkish

"en yüksek derecede; kesin olarak; tek başına"

SOUVERAINETÉ : French Turkish

"[la] egemenlik; hükümdarlık "

SOUVERAINETÉ NATIONALE : French Turkish

ulusal egemenlik

SOVIET : French Turkish

[le] Sovyet

SOVIÉTIQUE : French Turkish

[le] [la] Sovyet yurttaşı

SOVIÉTIQUE : French Turkish

Sovyetler+

SOVIÉTISER : French Turkish

Sovyetleştirmek

SOYEUX : French Turkish

"ipekten; ipek gibi"

SOYEZ DES NÔTRES : French Turkish

ize katılın

SOÛL : French Turkish

"sarhoş; bıkmış "

SOÛLER : French Turkish

"sarhoş etmek; başını döndürmek "

SOÛLERIE : French Turkish

[la] içki âlemi

SPACIEUX : French Turkish

geniş

SPADASSIN : French Turkish

[le] kiralık katil

SPAGHETTIS : French Turkish

[le] spagetti

SPARADRAP : French Turkish

[le] yakı

SPARTERIE : French Turkish

[la] hasırcılık

SPASME : French Turkish

[le] kasınma, spazm

SPASMODIQUE : French Turkish

kasınmalı, çırpınmalı

SPATIAL : French Turkish

uzay+

SPATULE : French Turkish

[la] küçük mala, ıspatula

SPEAKER : French Turkish

[le] [la] spiker

SPECTACLE : French Turkish

"[le] gösteri, temsil, oyun; görünüm; seyirlik "

SPECTACLE DE VARIÉTÉS : French Turkish

varyete