Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
SUINTER : French Turkish

sızmak

SUISSE : French Turkish

[le] [la] İsviçreli

SUISSE : French Turkish

İsviçre+

SUITE : French Turkish

"[la] arka, geri; sıra, dizi; sonuç, netice; tutarlılık; maiyet; suit "

SUITE DE : French Turkish

ın bir sonucu olarak

SUIVANT : French Turkish

"arkadan gelen, arkadaki; aşağıdaki; ertesi "

SUIVEUR : French Turkish

"[le] bisiklet yarışını izleyen kimse; taklitçi"

SUIVI : French Turkish

"tutarlı; işlek; düzenli, sürekli"

SUIVRE : French Turkish

"izlemek, takip etmek, arkasına düşmek; gözetlemek; sıra onda olmak; sonuç çıkmak "

SUIVRE UN RÉGIME : French Turkish

ejim yapmak

SUJET : French Turkish

"[le] neden, sebep; vesile; konu, mevzu; kişi, kimse; özne "

SUJET D'EXAMEN : French Turkish

"sınav sorusu; sınav kâğıdı "

SUJET D'EXPÉRIENCE : French Turkish

denek

SUJET À CAUTION : French Turkish

güvenilmez, şüpheli

SUJETION : French Turkish

"[la] bağımlılık; yüküm, yük; ayak bağı"

SULFATE : French Turkish

[le] sülfat

SULFATER : French Turkish

(bitkiye) göztaşı sürmek

SULFUREUX : French Turkish

kükürtlü

SULFURIQUE : French Turkish

sülfürik

SULFURISÉ : French Turkish

sülfürik asitle işlenmiş

SULKY : French Turkish

[le] iki tekerlekli yarış arabası

SULTAN : French Turkish

[le] sultan

SULTANAT : French Turkish

[le] saltanat

SUMAC : French Turkish

[le] sumak

SUMMUM : French Turkish

[le] en yüksek aşama