Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
TÉMOIGNAGE : French Turkish

"[le] tanıklık; belirti; delil "

TÉMOIGNER : French Turkish

"belirtmek, göstermek; tanıklık etmek"

TÉMOIN : French Turkish

[le] tanık

TÉMOIN OCULAIRE : French Turkish

görgü tanığı

TÉMÉRAIRE : French Turkish

atak, pervasız, düşüncesiz

TÉMÉRITÉ : French Turkish

[la] ataklık, atılganlık, pervasızlık

TÉNACITÉ : French Turkish

"[la] yapışkanlık; dayanıklılık; direngenlik"

TÉNIA : French Turkish

[le] şerit, tenya

TÉNIFUGE : French Turkish

şerit düşürücü (ilaç)

TÉNOR : French Turkish

[le] tenor

TÉNU : French Turkish

incecik

TÉNUITÉ : French Turkish

[la] incelik

TÉNÈBRES : French Turkish

"[la] karanlık; bilgisizlik"

TÉNÉBREUX : French Turkish

"karanlık, kapkaranlık; koyu renkli, siyah; karanlık; güç anlaşılır"

TÉNÉBRION : French Turkish

[le] hamamböceği

TÉRÉBENTHINE : French Turkish

[la] terementi, terebentin

TÉTANOS : French Turkish

[le] kazıklıhumma, tetanos

TÉTER : French Turkish

süt emmek

TÉTIN : French Turkish

[le] meme ucu

TÉTINE : French Turkish

"[la] hayvan memesi; emzik"

TÉTON : French Turkish

[le] meme

TÉTÉE : French Turkish

[la] süt emme

TÊTARD : French Turkish

[le] kurbağa yavrusu, iribaş

TÊTE : French Turkish

"[la] baş; kafa; yüz ifadesi, görünüm; kafatası; tepe, doruk, uç; soğukkanlılık; kişi; başlangıç; önder, işin başı; kafa vuruşu "

TÊTE CARRÉE : French Turkish

dik kafalı