French Turkish
French Turkish
ULCÉRER : French Turkish
"ülser yapmak; gönlünü yaralamak"
ULCÉREUX : French Turkish
ülserli
ULTIMATUM : French Turkish
[le] ültimatom
ULTIME : French Turkish
son olarak, sonuncusu
ULTRA : French Turkish
ültra-
ULTRAMICROSCOPE : French Turkish
[le] ültramikroskop
ULTRAMODERNE : French Turkish
çok modern, çağüstü, ültramodern
ULTRAVIOLET : French Turkish
ültraviyole
ULTÉRIEUR : French Turkish
"ötede olan, öte; daha sonraki"
ULTÉRIEUREMENT : French Turkish
daha sonra, ileride
ULULER : French Turkish
(gece kuşları) ötmek
UN : French Turkish
"bir; birinci; tek "
UN AMOUR DE : French Turkish
çok güzel bir
UN AMOUREUX DE LA NATURE : French Turkish
doğa âşığı
UN BEAU JOUR : French Turkish
günün birinde
UN BEAU MATIN : French Turkish
günün birinde
UN BEAU SALAIRE : French Turkish
iyi maaş, dolgun ücret
UN BON DIABLE : French Turkish
iyi adam
UN BRIN DE : French Turkish
azıcık, bir parça
UN CHIEN GALEUX : French Turkish
uyuz köpek
UN CLOU CHASSE L'AUTRE : French Turkish
çivi çiviyi söker
UN COLLIER EN AGRENT : French Turkish
gümüş kolye
UN DEUX-PIÈCES CUISINE : French Turkish
iki odalı bir mutfaklı daire
UN DÉBILE MENTAL : French Turkish
geri zekâlı
UN ESPRIT FORT : French Turkish
özgür düşünceli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani