Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
VERBOSITÉ : French Turkish

[la] ağız kalabalığı

VERDEUR : French Turkish

"[la] (odunda) yaşlık; (meyve) hamlık; (şarap) ekşilik; gençlik, dinçlik; (sözde) açık saçıklık"

VERDICT : French Turkish

[le] hüküm, yargı, karar

VERDIER : French Turkish

[le] ispinoz

VERDIR : French Turkish

"yeşertmek, yeşillendirmek; yeşermek"

VERDOIMENT : French Turkish

[le] yeşerme

VERDOYANT : French Turkish

yeşermiş

VERDOYER : French Turkish

yeşermek

VERDURE : French Turkish

"[la] yeşillik; çimenlik; yeşillik, yeşil sebzeler"

VERDÂTRE : French Turkish

yeşilimsi

VERGE : French Turkish

"[la] penis, kamış; değnek, çubuk, sopa; cop; kantar kolu"

VERGER : French Turkish

[le] yemiş bahçesi

VERGETURE : French Turkish

[la] çatlak

VERGLACÉ : French Turkish

uz tutmuş

VERGLAS : French Turkish

[le] (yerde) buz

VERGOGNE : French Turkish

[la]

VERGUE : French Turkish

[la] seren

VERGÉ : French Turkish

çubuklu

VERITABLEMENT : French Turkish

gerçekten

VERJUS : French Turkish

[le] koruk suyu

VERMEIL : French Turkish

kızıl

VERMICELLES : French Turkish

[le] şehriye

VERMIFUGE : French Turkish

solucan düşürücü (ilaç)

VERMILLON : French Turkish

"[le] zincifre; al, kızıl renk"

VERMINE : French Turkish

[la] (bit\\pire gibi) haşarat, böcek