Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
VOILER : French Turkish

"örtüyle örtmek, örtü çekmek; saklamak; gizlemek; eğriltmek; yelken takmak "

VOILETTE : French Turkish

[la] şapka tülü

VOILIER : French Turkish

"[le] yelkenci; yelkenli"

VOILURE : French Turkish

"[la] (gemide) yelken takımı; uçak kanatları; eğrilik, çarpıklık"

VOILÀ : French Turkish

işte

VOIR : French Turkish

"görmek; bakmak "

VOIR CLAIR : French Turkish

ilerisini görebilmek

VOIR DE LOIN : French Turkish

uzağı görmek, ileriyi düşünebilmek

VOIR DOUBLE : French Turkish

çift görmek

VOIR DU PAYS : French Turkish

seyahat etmek

VOIR GRAND : French Turkish

üyük tasarıları olmak

VOIR LE JOUR : French Turkish

"doğmak; var olmak; yayımlanmak"

VOIR QCH D'UN BON ÌIL : French Turkish

iyi gözle bakmak

VOIR QCH D'UN MAUVAIS ÌIL : French Turkish

kötü gözle bakmak

VOIR TOUT EN ROSE : French Turkish

her şeyi gül pembe görmek

VOIR À CE QUE : French Turkish

göz kulak olmak

VOIRE : French Turkish

"gerçekten; hatta; ne demezsin!"

VOIRIE : French Turkish

"[la] kara yolları (yönetimi); ulaşım yolları; çöplük"

VOISIN : French Turkish

"komşu; yakın "

VOISINAGE : French Turkish

"[le] komşuluk; yöre, çevre; yakınlık; komşu yerler; komşular"

VOISINER : French Turkish

"komşu olmak; komşularla görüşmek, komşuluk etmek"

VOITURE : French Turkish

"[la] araba, otomobil; yolcu vagonu "

VOITURE CELLULAIRE : French Turkish

cezaevi arabası

VOITURE D'ENFANT : French Turkish

çocuk arabası

VOITURE D'INFIRME : French Turkish

sakat arabası