Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
VOYANT : French Turkish

gözleri gören, göz alıcı, göze çarpıcı

VOYELLE : French Turkish

"[la] sesli, ünlü; sesli harf"

VOYEUR : French Turkish

[le] [la] dikizci, röntgenci

VOYEURISME : French Turkish

[le] dikizcilik, röntgencilik

VOYOU : French Turkish

"[le] serseri, hayta, ipsiz; sokak çocuğu"

VOÛTE : French Turkish

[la] tonoz

VOÛTE DU PALAIS : French Turkish

damak

VOÛTE EN BERCEAU : French Turkish

eşik tonoz

VOÛTE EN OGIVE : French Turkish

sivri tonoz

VOÛTER : French Turkish

"tonozla kapamak; kamburlaştırmak "

VOÛTÉ : French Turkish

"tonozlu, tonoz şeklinde; kambur, kamburlaşmış, beli bükülmüş"

VRAI : French Turkish

doğru, gerçek

VRAIMENT : French Turkish

gerçekten

VRAISEMBLABLE : French Turkish

"gerçeğe benzer; muhtemel, mümkün"

VRAISEMBLABLEMENT : French Turkish

öyle görünüyor ki, görünüşe göre

VRAISEMBLANCE : French Turkish

[la] gerçeğe benzer yön

VRILLE : French Turkish

"[la] sülük, asma bıyığı; spiral, sarmal; burgu; (uçak) vril"

VRILLER : French Turkish

"burguyla delmek; (uçak) vril yapmak"

VROMBIR : French Turkish

vınlamak, vızlamak

VROMBISSANT : French Turkish

vınlayan

VROMBISSEMENT : French Turkish

[le] vınlama, vızlama

VU : French Turkish

e göre, göz önüne alınırsa

VU QUE : French Turkish

dığı için

VUE : French Turkish

"[la] görme, görüm; bakma, bakış; görünüş; görüş; gözden geçirme; bakacak yer; manzara "

VUE COURT : French Turkish

uzağı göremeyen