Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
ÉBONITE : French Turkish

[la] sert kauçuk, ebonit

ÉBORGNER : French Turkish

ir gözünü kör etmek

ÉBOUILLANTER : French Turkish

haşlamak

ÉBOULEMENT : French Turkish

[le] kayşa, yer kayması, heyelan

ÉBOULER : French Turkish

yıkmak

ÉBOULIS : French Turkish

[le] kayşat, döküntü

ÉBOURIFFER : French Turkish

"(saç) karmakarışık etmek; şaşırtmak, aklını karıştırmak"

ÉBRANCHER : French Turkish

"budamak; dalını kırmak"

ÉBRANLEMENT : French Turkish

[le] sarsılma, sarsıntı

ÉBRANLER : French Turkish

sarsmak

ÉBRIÉTÉ : French Turkish

[la] hafif sarhoşluk

ÉBRUITER : French Turkish

kulaktan kulağa yaymak

ÉBRÉCHER : French Turkish

"çentiklemek; azaltmak, gedik açmak"

ÉBULLIOMÈTRE : French Turkish

[le] kaynamaölçer

ÉBULLITION : French Turkish

"[la] kaynama; coşkunluk"

ÉBÈNE : French Turkish

[la] abanoz

ÉBÉNACÉES : French Turkish

[la] abanozgiller

ÉBÉNIER : French Turkish

[le] abanoz ağacı

ÉBÉNISTE : French Turkish

[le] ince marangoz, doğramacı

ÉBÉNISTERIE : French Turkish

[la] ince marangozluk, doğramacılık

ÉCAILLE : French Turkish

"[la] (hayvanda\\balıkta) pul; bağa; kabuk"

ÉCAILLER : French Turkish

"(balığın) pullarını ayıklamak; kabuğunu açmak "

ÉCAILLIER : French Turkish

[le] istiridyeci

ÉCALE : French Turkish

[la] yemiş kabuğu

ÉCALER : French Turkish

kabuğunu soymak