Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
ASTROLABIUM : German Turkish

n usturlap
löge m miineccim, astrolog
logie/ astroloji; ilmi nücum "logisch astrolojik
naut m astro- not, nzayci
nautik /;
nautisch astronotik; uzaycilik
nom in "hvyetsinas, astronom; gökbilimci
nomie / ilmi heyet; gökbilim, astronomi ^nomisch astronomik, gök- bilinisel;
e Preise astronomik fiyatlar
physik / astro- fizik; gökfizigi –physiker m astrofizisyen; gökfizigi bilgini

ASTYAGES : German Turkish

n.pr. (letzter Mederkönig) Astyag

ASTYPALÄA : German Turkish

n.pr. (Dodekanes) Astropalya adasi

ASUNCLON : German Turkish

n.pr. (Paraguay) Asompsyon

ASURI : German Turkish

; das
e Reich bist. Asur imparatorlugu
iologe m

ASYL : German Turkish

n meice, meinen sigmak, bannak, ilticagäh; um ~ bitten (od. ersuchen, sigmmak; siginma hakki istemek; ~ für Obdachlose ) rtsuzlar yurdu
recht n iltica hakki

ASYMMETRIE : German Turkish

sinK iisizlik, bakisimsizlik; asimetri; ademi tcnazur 9isch siniiitrisiz, bakisimsiz, gayri mütenazir

ASYMPTOTE : German Turkish

malh. asimptot, mücanip, sunusmaz Qisch mücanibi

ASYNCHRON : German Turkish

techn. asenkron, yadmkurun ^motor m techn

ASYNDESE : German Turkish

;
ton n stil. baglacsizhk

ASZENDENT : German Turkish

m;
en pl.jur. usül

ASZENDENZ : German Turkish

l. jur. usül
as(r. bir yildizm dogma yeri

ASZIDIEN : German Turkish

pl.zo. tnlumlular

ATARAXIE : German Turkish

psych. ataraksiya; huzuru kalp; cemiyeti hatir; deruni siikün

ATAVISMUS : German Turkish

m biol. atavizm, gerileme °tlsch ceddant, ata- vik;
f Ziige cekinik iralar; ceddani seciyeler

ATAXLE : German Turkish

f med. ataksi

ATELIER : German Turkish

n atelye, tezgäh, imaläthane, stüdyo
aufnähme / enteriyör

ATEM : German Turkish

m l. nefes, soluk, dem
(Atmung) teneffüs; ~ holen (schöpfen) nefes (soluk) almak; den ~ anhatten nefes kes- mek; nefesini tutmak; Per ~ stockte ihm. Nefesi tutuldu. Wenn du soviel ~ hast, kannst du ja gleich erster Trompeter werden/ spött. Nefesin coksa, borazan basi öl! außer ~ soluk soluga; nefes nefese; all al moru mor; außer ~ kom- men (bringen) nefesi (solugu) kesilmek; (b-ni solutmak); außer ~ sein solumak; in e-m ~ bir solukta; Er lacht und weint in e-m ~. Agiamasi ile gülmesi bir oluyor. in
hallen b-ne rahat ve huzur vermemek; zu ~ kommen soluk almak; j-n nicht zu ~ kommen lassen b-ne nefes aldirmamak; aman aralik vermemek "beraubend soluk kesici; bas döndürülü beschwerden pl. tikamklik; gögüs darligi (od. tutuklugu); ~ haben nefesi daralmak ^los l. solugu kesik; nefessiz; yel yeperek yelken kürek
(Stilie) derin
losigkeit / nefes kesikligi
noi / gögüs tu- tiiklugu; nefes daihgi; astma, tiknefeslik; med. dispne; an ~ leiden Rögsü sikismak, tikanmak
zug m soluk, nefes, dem; letzter ~ son nefes; Sie werden bis zum letzten ~ kämpfen. En son kabiliyeti hayatiyelcriyle carpisacaklardir

ATFRIKATA : German Turkish

phon. pf, tz gibi süreksiz sessizle sürekli sessizin beraberligi; siirtiinücü sessiz; sizici ünsüz

ATHELSMUS : German Turkish

m ilhat, tannsizlik, tanntanimazilk, münkirlik, zindiklik, mülhitlik, dehrilik, Allahsizlik, ateizm
t(In/) m; "tisch tannsiz, mülhit, ate, ateist

ATHEN : German Turkish

n.;". Atina
e n.pr. Atena
er(in/) m; °isch Atinall

ATHIOPIEN : German Turkish

n.pr. Etiopi, Rtiopya-ier(ln/) m; °isch Etiopyall
lsch(-e) n (Sprache) Etiopya dili

ATHLET : German Turkish

m l. puhlivau, gisi-esci gibi cok kuvvetli adam; atlet
(Gewichtheber) agirlik kaldiran; halterci Sisch Herkül gibi adaleli; cok kuvvetii

ATHOS : German Turkish

n.pr. (Berg) Aynaroz, Akti

ATLANTIK : German Turkish

m n.pr. Atlantik (denizi, okyanusu)
Charta / (1941) Atlantik heyaniiamesi (od. sarti)
pakt m Atlantik pakti
wall m (im zweiten Weltkrieg) Atlantik duvan