Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
BEHERZIGEN : German Turkish

(Rat, Worte) b-nin nasihatini kabul edip muci-bince hareket etm.; b-ni dinlemek; bsi nazan itibara almak; bse riayet etm.
s.wert dikkate almmaya deger

BEHERZT : German Turkish

l. (tapfer) yigit, cesur, cesaretli, korkusuz, tabanh, yürekli; yüregi pek
(ohne Scheu) pervasiz, cüretli; gözü kara; kararli, enerjik;
en Widerstand leisten bse karsi gögsünü germek; den °en spielen babayigitlik sat-mak ^helt / yigitlik, yüreklilik, cesaret

BEHEXEN : German Turkish

l. büyü yapmak; büyülemek
(bezaubern) mef-tun, teshir etm

BEHILFLICH : German Turkish

: ~ sein yardim, müzaheret etm.; omuz vermek; kolayilk göstermek; Womit kann ich dir ~ sein? Sana nasil faydali olabilirim?

BEHINDERN : German Turkish

mani, engel olm.; engellemek, aksatmak, güçlestirmek, zorlastirmak; sekte (od. ket) vurmak

BEHINDERT : German Turkish

m engelli, özürlü, sakat

BEHINDERUNG : German Turkish

f mani, engel, handikap, tutukluk

BEHOBELN : German Turkish

(seit.) rende ile kabasini almak; rendelemek

BEHORCHEN : German Turkish

l. gizlice dinlemek; casusluk etm.
F hastayi stetoskop (kulaklik, misma) ile muayene etm.
(ungewollt) kulak misafiri olm

BEHOST : German Turkish

l. pantalonlu, poturlu
(Vogel) cakstril, pacali

BEHUF : German Turkish

m. zu diesem ~ bu maksatia 9s (Präp.m.Oen.) maksadiyle; icin

BEHUMPSEN : German Turkish

F aldatmak, dolandirmak; Ch. kesmek

BEHUTSAM : German Turkish

l. (vorsichtig) dikkatli, ihtiyatli, itinali, tedbirli, usulcacik, yavas
(bedächtig) temkinli, basiretli; ~ anfassen (z.B. Kranken) yavas tutmak;
vorgehen adimi tek almak; sagini soliinu kollamak ^ke^t / aklü tedbir; tedbirlilik, basiret; ihtiyat ve temkin

BEHÄBIG : German Turkish

l. rahatim seven; keyfine düskün (od. bakan); biraz sisman ve agir hareketli; sikemperver, semirgin
(vermögend) vakti hall yerinde; varlikli, zengin; tuzu kuru
(gemütlich) rahat ve huzur icinde

BEHÄLTER : German Turkish

m;
nis n l. kap, mahfaza, zart, kavza, koyacak, resipyan
(Benzin2) bidon, teneke, tank
rezervuar
(Wasser9) hazine, depo, havuz

BEHÄMMERN : German Turkish

l. cekicie vurmak; cekiclemek
(m. Artillerie). dövmek; ate? altma almak; atese tutmak; bir mevzie gülle yagdirmak
t F darkafali; tahtasi cksik; hiim. kafadan gayri müsellah

BEHÄNGEN : German Turkish

l. örtmek, germek
(m. Schmuck) aski asmak
(schwarz) siyah tüller sallandirmak; sich ~ pej. süslen-mek; mit Teppichen ~ hal.laria donatmak

BEHÄUFELN : German Turkish

agr. bir bitkinin etrafim toprakla beslemek

BEHÖRDE : German Turkish

makam; mahallt hükümet; devlet (od. beylik) kapisi; resmt merci; otorite
(konkret) hükümet memurlan
en.sprache / kitabeti resmiye; resmi dil ^llch l. devletce, hükümetce, resmt
(verwaltungsmäßig) idari "llcherselts makamatinca

BEHÜTEN : German Turkish

l. (beschützen, sichern) Slyanet etm., esirgemek
(j-n vor et.) b-ni bse karsi korumak, muhafaza etm., hifzüvikaye etm.
(sein Kind) eviädini sakinmak; Gott behütet l. Allah esirgesin (od. saklasin)! Tann göstermesin! Maazallah!
(ganz und gar nicht) asia, katiyen; Behuf dich Gott! Allah selämet versin! Allah korusuni

BEI : German Turkish

n phys. bei

BEIBEHALTEN : German Turkish

ahkoymak, saklamak, muhafaza etm., birak-mamak, idame etm.. ipka etm

BEIBLATT : German Turkish

n ilave, ek

BEIBOOT : German Turkish

n naut. filika, dingi, patalya

BEIBRINGEN : German Turkish

l. (Beweise) serd ve dermeyan etm.; zikir ve irat etm.
(Zeugen) istishat, ishat etm.; sahit göstermek, ihzar etm.
(Verluste) zayiat verdirmek
(Niederlage) maglubiyete ugratmak
(beschaffen) tedarik etm., bul-mak
(j-m et.) a) ögretmek b) (laf) anlatmak; kafasma sokmak c) (vorsichtig) kulagma koymak; telkin etm. d) (schonend) alistirarak haber vermek e) (gutes Benehmen) edeplendirmek; sich von j-m et. ~ lassen bsi b-den mesk etm. Wer hat euch dieses Lied beigebracht? Bu sarklyi kimden gectiniz ? Wer hat dir denn das beigebracht? (iron.) Bu akli sana kirn verdi?