German Turkish
BETAUEN : German Turkish
(seit.) ciy (sebnem) ile islatmak
BETBIEGEN : German Turkish
(j-m et.) F s. beibringen (6)
BETBRUDER : German Turkish
m pej. kaba sofu
BETE : German Turkish
: rote ~ bot. pancar
BETEILIGEN : German Turkish
l. istirak ettirmek, tesrik etm.
(geschäftlich) ortak yapmak
(am Gewinn) menfaatlendirmek; sich ~ (an) l. bse iştirak etm., bsde ortak olm., müsareket etm.
(an e-r Diskussion) münakasaya girmek (od. kansmak)
(sich einmischen) karışmak, müdahale etm.; sich nicht am Krieg ~ harp dişi kalmak
BETEILIGT : German Turkish
l. (materiell) hissedar; hak sahibi
(geistig) aläkadar, ilgili
(verwickelt in) bir iste parmagi olan; methaldar, zimethal
(teilnehmend) istirak eden
BETEILIGUNG : German Turkish
f l. istirak, müsareket, tesrik, tesarük
ortaklık
methal
BETELPFEFFER : German Turkish
m bot. tambul; betel agaci; Hint asmasi
BETEN : German Turkish
l. (rituell) namaz kilmak
(individuell) dua etm.
(Gott verehren) ibadet etm.
(für j-s Sieg ~) b-nin muzafferiyetine dua etm. (od. duahan olm.)
(zu Gott) Allaha dua etm. Qüe mff s. Beter(in)
BETER : German Turkish
(in/) m dua eden, ibadet eden, namaz kilan
BETEUERN : German Turkish
(seine Unschuld, die Richtigkeit von et. usw.) tekrar tekrar iddia ve temin etm.; yemin etm.; yeminle tekit etm.; Er beteuerte, daß er das nicht getan habe. Bunu yapmadigina dair yemin etti
BETHLEHEM : German Turkish
n.pr. Beytüllahim
BETING : German Turkish
, m naut. l. baba
(auf dem Vordeck) bite
BETITELN : German Turkish
l. (j-n) b-ne bir rütbe veya unvan tevcin etm.
(et.) serlevha (od. baslik) koymak
BETON : German Turkish
m beton
bau m beton insaat
decke / l. (im Haus) beton tavan
(auf der Straße) beton tabaka
BETONEN : German Turkish
l. vurgu koymak; vurgulamak
(hervorheben) ehemmiyetle kaydetmek; üzerinde israria durmak
(Gewicht legen) flg. ehemmiyet vermek; s.a. betont
BETONFUßBODEN : German Turkish
m beton taban 9Ieren bctonlamak
ierung/ betonaj
mischmaschlne/beton iyer
platte/beton levha; karosiman
BETONT : German Turkish
l. (Wort, Silbe) vurgulu 2, fig. ehemmiyetle kayde-derek
ßg. tebarüz ettirilen; belli edilen;
er Begriff Th. deger sözcügü
BETONUNG : German Turkish
l. vurgu(-lama), aksan; titrem(-leme)
fazia ehemmiyet verme
BETPULT : German Turkish
n önünde diz cökülerek ibadet edilen rahle
BETRACHT : German Turkish
m: in ~ ziehen nazan itibara almak; dikkat etm.; mülähazaya almak; hesaba katmak; in ~ kommen nazan itibara (mülähaza edilmege; riayete) läyik olm.; sayani dikkflt olm. ^en I. bakmak, seyretmek, seyrüte-masa etm.
(als) addetmek;
.. nazariyle bakmak;
gibi telakki etm.
(Sterne) rasat etm.
(näher) a) yakindan bakmak b) fig. inceden inceye tetkik etm., yoklamak, sakullemek
(überlegen) düsünmek, teemmül etm.; Ein solches Kompliment betrachte ich als Beleidigung. Böyle bir komplimam hakaret tutanm. Von weitem betrachtet ganz schön! iron. Uzaktan merhaba! Davu-lun sesi uzakt^n hos gelir! als gutes Omen ~ ugur saymak ^er(^n/) m temasager (z.va.); seyirci
BETRACHTUNG : German Turkish
inceleme, düşünüp taşınma
BETRAG : German Turkish
m l. meblag, yekün, tutar; miktan baiig
(best. Menge) hesap, miktar; im~ (von) (bir miktara) baiig olan
BETRAGEN : German Turkish
(sich belaufen) baiig olm.;(yekön) tutmak; sich ^ (sich verhalten) davranmak; hareket ve muamelede bu-lunmak; Q n l. (als Zeugnisrubrik) tavrühareket; gidis ve hal
atlg. gidis, davrams, tavir, hattihareket; schlechtes ° suihareket, edepsizlik
BETRAUEN : German Turkish
tevdi, emanet, havale, tavzif etm.; vazifelendtr-mek, görevlendirmek; bir vazifeye memur etm.; uhde-sine geQirmek; b-ne bsi teffiz etm.; mit e-m hohen Amt ~ ileri almak
t görevli; görevlendirilmis; ~ sein (mit) uhdesinde olm
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani