German Turkish
BEWIMPERT : German Turkish
kirpikli
BEWIRKEN : German Turkish
l. (schaffen) meydana (husule, vücuda) getirmek; yap(tir)mak, yaratmak
(verursachen) sebep olm.; sebebiyet vermek; mucip olm
BEWIRTEN : German Turkish
yedirip icirmek; (izaz ve) ikram etm.; agirlamak ~ung ikram, yedirip içirme
BEWIRTSCHAFTEN : German Turkish
l. (Gut, Gaststätte) idare etm., yönetmek, isletmek; umurunu tedvir etm.
(Devisen usw.) rejime taoi tutmak; tayina baglamak; devletce dagitmak
BEWITZELN : German Turkish
istil-iza etm.; maytaba almak
BEWOGEN : German Turkish
s. bewegen (II)
BEWOHNBAR : German Turkish
icinde oturulabilir; kabili sükna (iskän)
BEWOHNEN : German Turkish
oturmak, ikamet etm.: ein ganzes Haus ~ bütün bir evi isgal etm
BEWOHNER : German Turkish
-er (in f) m oturan, mukim, sakin; ora ahalisinden; pl. a. nüfus
BEWOHNERSCHAFT : German Turkish
f ahali, sekene
BEWOHNT : German Turkish
meskün
BEWUCHS : German Turkish
m bitki örtüsü
BEWUNDERER : German Turkish
m hayran olan; cok begencn; takdirkär °n
hayran ve meftun olm.; cok begenmek; bse hayret etm.
(schätzen und loben) (ziyadesiyle) takdir ve tahsin etm.; (ifrat derecede) methüsena etm. ^^swert sayani hayret; takdire deger; hayranliga iäyik
ung/
hayran-hk, hayret
takdir ve tahsin 9nswürdig s.
nswert
BEWURF : German Turkish
m siva(-ma), harc
BEWURZELN : German Turkish
: sich
(selt.) köklenmek; kök salmak
BEWURZELT : German Turkish
köklü
BEWUßT : German Turkish
l. şuurlu, meş'ur, şuuri, bilinçli
(e-r S.) müdrik
(wissentlich, absichtlich) bilerek, kasitli, kasti, kästen, kastiyle, mahsus; iyi vardım da (yapmadim)
(bekannt) maruf, tanınmış
(vorher erwähnt) mevzubahis olan; bildik; sözü gecen; mezkur; sich e-r S. ~ sein bsi iyice bilmek; müdrik olm.; (fehmüidrak etm.); suuruna varmak; Seien wir uns unserer Schuld ~! Bunu kendi kabahatimiz bilelim ! Ich bin mir keiner Schuld ~. Bunda bir kusurum oldugunu müdrik degilim. ~ herbeigeführt tertipli; sich des eigenen Wertes ~ werden şuurlanmak; kendi mahiyetini müdrik olm
BEWUßTLOS : German Turkish
suursuz, baygin; kendinden gecmiş ~ werden bayılmak; kendinden gecmek
BEWUßTLOSSIGKEIT : German Turkish
f
suursuzluk, baygınlık
med. (tiefe) koma
BEWUßTSEIN : German Turkish
n l. şuur, bilinç
(Sensorium) duyum, ihsas; das ~ verlieren suurunu kaybetmek; k-den gecmek; bayilmak (Patient o.) dalmak; wieder ins ~ zurückrufen l. (P.) ayiltmak
(S.) hatirlatmak; zum ~ bringen l. (j-m et.) hissettirmek; suuruna ulastirmak; hatırına getirmek
(j-n wieder) bayginliktan uyandirmak; zum ~ kommen l. (P.) avilmak; tekrar k-ne gelmek
(S.) hatirlamak, anlamak, müdrik olm
BEWUßTSEINSSPALTUNG : German Turkish
f path. şizofreni
BEWUßTSEINSZENTRUM : German Turkish
n psych. şuur nüvesi; bilinç ocağı
BEWÄHREN : German Turkish
tr. seit. ispat etm., göstermek; sich ~ l. (P.) ehliyet ve liyakatini göstermek; bir isten yüzünün (od. alnihin) akiyle cikmak; varhk göstermek
(S.) klyme-tini, saglamligini v. s. yi göstermek; yerinde oldugu anlasilmak; mehenkten gecmis olm
BEWÄHRT : German Turkish
l. (Diener) emektar
(verdient) liyakati
(erprobt) denenmis; mehenkten gecmis; mücerrep
(Freund) karagün dostu; vefakär °ung / yararlik, degim, liyakat, meziyet 2ungsfrist f: Verurteilung mit ~ jur. cezanin tecili (od. ertelenmesi) Qungsprobe / mehenk, tecrübe
BEWÄLTIGEN : German Turkish
asarmak, becermek; hakkindan (od. ufode-sinden) gclmek; et. ~ können bsle ba§ edebilmek; (Hm-dernisse) iktiham etm., yenmek, alt etm.; Swiel Arbeit kann ich nicht ~. Ben bu kadar ise yetisemem
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani