Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
BEZÄHMBAR : German Turkish

zaptolunabilen

BEZÄHMEN : German Turkish

itaat altina almak; ram etm., zaptetmek; sich ~ ram olm., nefsini yenmek; k-ni tutmak (od. zaptetmek); sich nicht mehr ~ können kabma sigmamak; han basina vurmak; cileden cikmak; tasmak; Er konnte seine Gelüste nicht ^. Nefsine maglup oldu

BEZÜGLICH : German Turkish

hakkmda, dair, raci, müteallik, ait, iliskin; bsle Hgili

BEÄNGSTIGEN : German Turkish

korkutmak; teläs. ve endiseye düsürmek
d korkutucu; endise verici

BEÄUGELN : German Turkish

F l. gizlice tekrar tekrar bakmak
hum. muayene etm., gözden gecirmek

BEÄUGEN : German Turkish

(prüfend betrachten) yoklayarak bakmak

BIANKSCHELT : German Turkish

n korse balinasi
vers m lit. bes tane,, Jambus" dan ibaret olan kafiyesiz (uyaksiz) vezin £ziehen kilici kmindan cikarmak; selliseyf etm

BIBBERN : German Turkish

hum. tir tir titremek

BIBEL : German Turkish

Tevrat ve tncii; Kitabi Mukaddes; Ahdiatik ve Ahdicedit
Spruch m ayet

BIBER : German Turkish

m l.
kunduz
(Stoff) pazen
ette / (Stoff) len kastor
geil n pharm. kunduz hayasi
nelle / s. Pimpi-nelle.
pelz m kastor (kürk)
ratte/s. Nutria,
schwänz m
kunduz kuyrugu
duz kiremit
würz / s. Osterluzei

BIBLIOGRAPH : German Turkish

m bibliyograf(-yaci)
graphle / bibliyogran, bibliyografya 9graphisch bibliyografik
mane m bibliyoman; kitap budalasi
manle / bibliyomani

BIBLIOTHEK : German Turkish

l. kütüphane. kitapsaray, kitaplik, bibliyotek
(Zimmer) kitap odasi; kitaplik, kütüphane
(Bücherschrank bzw.
gestell) kitap dolabi (bzw. rafi)
ar(ln /) m kütüphane memuru; kütüphaneci; hafizikütüp
s.wesen nkütüphanecilik

BIBLISCH : German Turkish

Tevrat ve tncille ilgili

BICKBEERE : German Turkish

s. Heidelbeere

BIDET : German Turkish

n bide

BIEDER : German Turkish

l. (ehrenwert) namuslu, mert, pakdamen
(treuherzig) hilesiz; temiz yürekli
(gutartig, plump) hüs-nüniyetli ve fakat aym zamanda biraz kaba, teklifsiz, läubali; saf ve babayani; ein
er alter Holzfäller bir oduncu baba

BIEGEFESTIGKEIT : German Turkish

egilme (bükülme) dayanikhgi

BIEGEN : German Turkish

tr. egmek, bükmek. egriltmek; intr. (um e-e Ecke) köseyi dönmek; sich ~ l. bükülmek, egilmek, inhina etm., bei vermek
(vor Lachen) gülmekten katilmak
(vor Schmerzen) acidan kivranmak
(Tisch) sofrada Halil Ibrahim bereketi var olm.; Auf0 oder Brechenl Ya herrü ya merrü l gebogen:
e Schere egri makas

BIEGEPROBE : German Turkish

egme denemesi

BIEGSAM : German Turkish

l. kolayca egilip bükülebilir; kabili inhina
(geschmeidig) yumusak, elastiki, supl, fleksibi
(gelenkig) oynak
(grazil) nahifülbünye
(nachgiebig) yumusak huyiu; müläyim; söz anlar 2ung / l. egrilik, bükülüm, inhina
(Kurve) dönemec, viraj, kivnnti, büküntü, büküm; (Windung) dolambac, iltiva, ivicac, dirsek

BIENE : German Turkish

l. an; bal ansi
F genc kiz

BIENENFLEIß : German Turkish

m an gibt calisma; yorulmazilk
fresser m
ankusu
haus n an kovani
königin/zo. an beyi; beyan; ana an
korb m an kovani
schwärm m an ogulu; an siirüsü
stich m l. an sokmasi
bir nevi pasta
stock m s.
korb. Am schwarzen Markt gehl es zu wie in e-m ~. Karaborsa vizir vizir isliyor.
wachs n balmumu
zucht/ ancilik
Züchter m anci

BIER : German Turkish

n bira; hellen (dunkles) ^ beyaz (siyah) bira;
brauer m l. bira fabrikatörü
(Brauereifachmann) biracilik uzmam
brauerei / l. bira fabrikasi
(Brauereiwesen) biracilik
eiter m F spött. gayretkeslik, isgüzarlik
garten m bira parki; bahQe-i birahane
glas n bira bardagi
hete/ bira mayasi
marke / fi$
Wirtschaft / birahane

BIESE : German Turkish

l. (an Uniform) serit
(an Damenkleid) nervür
(an Schuhen) pikür

BIEST : German Turkish

n pej. l. (insani taciz eden) hayvan
Schi. canavar
Schi. (verdammtes Ding) köpoglu
F sinsi mahluk; seytanetkär