German Turkish
BILLIGEN : German Turkish
l. (einverstanden sein) rau olm.; rıza göstermek; muvafakat, tasvip etm., dogru bulmak
(genehmigen) tensip etm.; uygun görmek
(bestätigen) tasdik, teyit etm.; ona(yla)mak, saglamlastirmak
(gutheißen) tecvlz etm
BILLIGERMAßEN : German Turkish
;
weise hakli olarak; hakkiyle, insaflica
BILLIGKEIT : German Turkish
l. ucuzluk, ehveniyet
makuliyet, itidal
hakkaniyet, adalet, (adiü) nasfet
BILLIGUNG : German Turkish
f l. rıza, muvafakat, tasvip
tensip
tasdik, teyit
tecviz
stillschweigende ~ tasvibi zimni
BILLROTHBATIST : German Turkish
m med. su gecirmez sargi bezi
BILSENKRAUT : German Turkish
n bot. banotu, benc
BIM, BAM : German Turkish
Int. dan duni cangil cungull Ach, du heiliger Bimbam! F Aman yarabbil Süphanallah!
BIMETALLISMUS : German Turkish
m cift maden standardi
BIMMEL : German Turkish
F cmgirak, zil
bahn / F darhatli demiryolu ^n (Glocke, Klingel) cingirdamak
BIMSEN : German Turkish
l. bse ponzatasi sürmek; bsi süngertasi ile silmek
F durmadan, dinlenmeden ögrenmek veya ögretmek; Seh. ineklemek
dayak atmak; pataklamak Qsteln m süngertasi, ponzatasi
BINDE : German Turkish
l. a//g. bag, bant
(Verband) sargi, bandaj, pan-siman
(Arm2) a) (Abzeichen) pazubent kolluk b) med. kol sargisi
(Hals9) boyunbagi. kravat
(Leib2) kusak
(Damen^) ädet bezi
(Stirn2) catki, kasbasti; j-m die ~ von den Augen nehmen (wörtl. und figürl.) gözünün bagini cözmek; ßg, b-nin gözünü acmak; Plötzlich fiel mir die ~ von den Alicen, ßg. Birdenbire gözlerimin bagi cözüldü. e-n hinter die ~ gießen hum. atmak, yuvarla-mak; kadehi dikmek; den Arm in der ~ tragen kolu askida olm.
gewebe n an. katilgandoku, bagdokusu; nesci munzam
gewebsgeschwulst / s. Fasergeschwulst.
glied n l. rabita
fig. köprülük
haut / (des Auges) munzam tabaka; konjonktif
hautentzündung / med. konjonktivit
mäher m agr. bicer-baglar (makinesi)-mittet n l. (bei Speisen) un, yumurta, jelatin v. s. gibi koyulastiran madde
a. flg. cimento
allg. tutkai, harc v. s. gibi tutmaga yarayan madde
weh. liyan
BINDEN : German Turkish
l. sarmak, baglamak; (lose) ilmek
(Buch) ciltle-mek
(Besen) yapmak
(Gefangene) kelepceye vur-mak; zincirlemek
(Faß) cemberlemek
(Ei, Mehl, Zement usw.) tutmak
(Strauß, Garben) demetlemek
mus. a) baglama isaretini koymak b) birbirine baglamak; liyezon yapmak
(j-m et. auf die Seele) ehemmi-yetle tembih etm.; vicdanina naksetmek
(Sauce) koyulastirmak
(feindliche Kräfte) mil. tespit etm.; sich ~ baglanmak; taahhüt altina girmek spez. nisan-lanmak od. evienmek; s.a. gebunden
BINDEND : German Turkish
l. baglayici
(Schlußfolgerung) gayri kabili itiraz;
e Zusage kati vaat;
e Regel sabit kaide
BINDER : German Turkish
m l. (Krawatte) boyunbagi, kravat
(P.) demetci
(Buch9) mücellit, ciltci
(Faß2) ficici, varilci
agr. bicer-baglar (makinesi)
BINDESTRICH : German Turkish
m gr. birlestirme cizgisi; kücük (od. kisa) cizgi; tredünyon, tire
vokal m gr. l. yardimci sesli; baglanti ünlüsü
(in der pers. Izafetkonstruktion) kesrei izafiye
wort n gr. rabit edati; rabita, baglac
BINDFADEN : German Turkish
m sicim, kinnap; Es regnet Bindfäden. Sicim gibi yagmur yaglyor
BINDUNG : German Turkish
bagla(n)ma
(Ski2) baglama tertibati
(Verpflichtung) mükellefiyet, taahhüt, angajman, mecburi-yet; eli ayagi bagli olmasi
(seelisch) baghhk, merbuti-yet
(Liaison) liyezon
(feindlicher Kräfte) mil. tespit
ehem. bag(-lanti)
BINGELKRAUT : German Turkish
n bot. yerfeslegeni
BINNEN : German Turkish
zarfmda, icinde; ~ kurzem az zamanda; yakmda, birazdan;
fünf Tagen bes gün icinde (od. zarfinda)
BINNENFISCHEREI : German Turkish
nehir ve göl sulannda balik avi
gewässer pl. ic sular
hafen m ic llman; mendirek
handel m dahin (od. ic) ticaret
kiel m naut. ic omurgasi; karlinga
klüver m naut. trinketina flok
markt m ic piyasa
meer n ic (od. dahilt) deniz
reim m lit. ortada uyak
schlffahrt / iq sularda münakaiät
verkehr m dahin seyrüsefer
vor--teven m naut. bas bodoslama astan
BINOKULAR : German Turkish
:
es Sehen iki gözle görme; basan ayneynT
BINOM : German Turkish
n math. binom.2isch ikiterimli; cift hadli; zuhad-deyn;
er Lehrsatz math. binom teoremi;
e Reihe math. binominal dizi
BINSE : German Turkish
f bot. l. sandalye sazi
(arabische) saz kamisi; hasir-otu
(große) kovalik; in die
n gehen flg. F kaybolmak, bozulmak; i§i is olmamak
n.ginster m bot. tspanya katirtirnagi
n.mätte / hasir örgü
n.wahrheit / Lapalis hakikati
BIOCHEMIE : German Turkish
iyosimi, biyokimya; hayatt kimya 2chemisch biyo^imik
Chemiker m biyosimist
genese / biyojenez 9genetisch biyojenetik
geographie / biyojeografi
graph m biyograf
graphie / biyografi, tercümeihal, olumluk 9graphisch biyografik
löge m biyolog
logie / biyoloji, hayatiyat; hayat ilmi 91ogtsch biyolojik
BIOPSIE : German Turkish
med. biyopsi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani