German Turkish
BRACH : German Turkish
l. (Acker) sürülmemis, islenmemis, dinlendirilen, kirac; nadasa terkedilen
fig. (ungenützt) istifade edil-memi§ 9acker m s. Brache. 9dlstel / bot. Ibrahim (od. boga) dikeni; deveelmasi 2e/islenmemi§ taria; nadas
en l. (brachliegen lassen) nadas etm., dinlendirmek, nadasa birakmak
(Brachacker aufbrechen) islenmemi§ halde birakilan tarlayi sürmek °et m s. Brachmond. 9feld n s. Brache
BRACHIAL : German Turkish
paziya müteallik ^gewaIt / harn ve hör kuvvet; bilek kuvveti; ~ anwenden cebir kullanmak
BRACHLAND : German Turkish
n s. Brache, ^legen l. (Feld) nadasa birakmak
fig. istifade etmemek "liegen l. (Feld) nadasa birakilmi§ olm.; nadasta yatmak
flg. istifade ecülmemek
(P.) bosta, acikta bulunmak 91iegen lassen l. s. brachen
fig. hie kullanmamak
mond m haziran ayimn eski adi
pieper m zo. kir incirkusu
schwalbe / zo. bataklik kir-langici
BRACHSE : German Turkish
;
n m s. Blei (l)
BRACHVOGEL : German Turkish
m
kervan cullugu
BRACHYZEPHAL : German Turkish
kisakafali, brakisefal
BRACKE : German Turkish
(Spürhund) kopoy, zagar Qig deniz suyu gibi; aci ve tuzlu
wasser n acimtirak su
BRAHMA : German Turkish
n.pr. Brahma
ne m Brehmen 2nisch Brehmenlere müteallik
ntomus m Brehmenlik, Brahmanizm
BRAILA : German Turkish
n.pr. (Stadt an der Donaumündung) tbrail
BRAILLESCHRIFT : German Turkish
Bray yazisi; körler alfabesi
BRAM : German Turkish
naut. babafingo
BRAMARBAS : German Turkish
m farfara, dalkilic; kaba sogan; yalanci pehli-van; V: fiyakaci Sieren farfaralik etm.; büyük söylemek; atlp tutmak; V: fiyaka satmak
BRAMBULINE : German Turkish
naut. borinata
BRAMFALL : German Turkish
n naut. kandilisa
leesegel n kurtelacin
rah / babafingo sereni
segel n babafingo yelkeni
stag n babafingo istralyasi
Stenge / babafingo cubugu (od. diregi)
stengewant / sartiye
BRANCHE : German Turkish
ans, sube
n.verzelchnis n brans rehberi
BRANCHIAT : German Turkish
m zo. solungach (hayvan)
BRAND : German Turkish
m l. (Feuersbrunst) yangın
med. akile, yenirce, kangren; (trockener) nekroz
bot. bugdaypasi, sanlik Sürme
F susuzluk, hararet; in ~ geraten ates almak; ateslenmek, parlamak, tutusmak, istial etm., alevlenmek; in ~ stecken atese vermek; ateslemek, tutusturmak; kundak sokmak; kundaklamak; den ~ löschen l. yangını söndürmek
hum. a) (nach Alkoholgenuß) kirec Söndurmek b) (den Durst stillen) hararetini gidermek
BRANDBLASE : German Turkish
yanık kabarcigi Brandbombe / yangm bombasi Brandbrief m gayet müstacel mektup Branddirektor m itfaiye müdürü branden (Wellen) sahile veya kayalara carparak dagilmak Brandente/zo. kusakli ördek Brander m hist. buriota; ates gemisi Brandfackel / kundak; yangin mesalesi Brandfeld n yangin sahasi Brandfuchs m (Pferd) yamk al Brandgeruch m yanık kokusu Brandgranate / yangın tanesi Brandherd m yanginın ciktigi yer brandig l. yanık kokulu
med. kangrenli, nekrozlu
(Weizen) pasli; ~ riechen yanik kokmak Brandleiter / s. Feuerleiter. Brandmal n l. cilde vurulan kizgin damga; dag
fig. namus lekesi Brandmalerei / pirogravür; yakma resim Brandmarken l. daglamak; dag basmak
fig. lekelemek, terzil etm.; gebrandmarkt fig. damgali Brandmauer / yangin duvarı Brandmaus / w. taria cüce faresi brandneu yepyeni Brandpilze pl.bot. sürmemantarıgiller; futuru harkiye Brandrede / kiskirtici ve ihtarlarla dolu bir nutuk Brandrot kipkirmizi Brandsalbe / yanik yagi (od. melhemi) Brandschaden m yangın hasarı Brandschadenversicherung / yangin sigortasi Brandschatzen l. haraca kesmek
(plündern) yagma etm., gasbügaret etm. Brandschimmel (Pferd) kula Brandsohle / kunduranin ictabani; vardula Brandstätte; Brandstelle / yangm yeri Brandstifter(ln /) m kundakci Brandstiftung/kundakcilik; ~ verüben yangin cikarmak
BRANDUNG : German Turkish
deniz dalgalannin sahile veya kayalara vurup catlamasi; geogr. catlayan dalgalar
BRANDVERSICHERUNG : German Turkish
yangin sigortasi
wache / l. yangin köskü
yangin yerinde kalan bekci
wunde / yanik (yarasi)
BRANDY : German Turkish
s. Branntwein
BRANNTWEIN : German Turkish
m ein, raki, viski gibi icki
brenner m keskin ickileri yapan; imbikci
brennerei / taktirhane
monopol n icki inhisan (od. tekeli)
BRASIL : German Turkish
l. m bir eins kahve veya tütün
/siyah veya koyu kahverengi puro
ettoholz n brezilya
ianer(ln /) m; 21anlsch Brezilyali
len n.pr. Brezilya
nuß/s. Paranuß.
tabak m siyah veya koyu kahverengi tütün
BRASSE : German Turkish
(II)/ naut. brasa
BRASSELETT : German Turkish
n l. (Armband) bilezik
V (Handschellen) kelepce
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani