Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
BRÄUNUNG : German Turkish

esmerletme, esmerlenme, kizarti
s.mittel n ohne Sonnenbestrahlung günessiz yakan iläc

BRÄUTIGAM : German Turkish

m nisanli; (am Hochzeitstag) güvey; Anverwandte pl. des
s güvey tarafi

BRÄUTLICH : German Turkish

l. nisanli kiza yakisacak; gelin gibi
dügüne vcya bikre ait

BRÖCKELLG : German Turkish

l. cabuk ufalanan; kolayca kinnti haline gelen; gevrek
(aus Bröseln bestehend) kinntili
n tr. unufak etm., parcalamak, ufalamak intr. unufak olm., parcalan-mak, ufalanmak

BRÖSEL : German Turkish

m, n (mst.pl. ^) ufanti, kinnti Sn s. bröckeln

BRÖTCHEN : German Turkish

pötipen; kücük francala; belegtes ~ sandvic

BRÜCHIG : German Turkish

l. cabuk kinlir; gevrek
(Metall) capakli, kann-cali
(gefaltet) katlanmis, bükülmü?
(wackelig) cürük
(unsolide gebaut) cöpten direk
(Stimme) catlak ses

BRÜCKE : German Turkish

l. (a. flg. z.B. Sprungbrett od. ^ des Ringers) köprü
(Teppich) kücük hall; seccade
(Zahn2) köprü, bri^
naut. (Kommando2) komuta köprüsü
(Landungssteg) naut. iskele; e-e ~ schlagen köprü kurmak; e-e ~ abbrechen köprü kaldirmak; als ~ dienen köprü vazifesi görmek; j-m goldene
n bauen anlasmayi kolay-lastirmak

BRÜCKENAUSGANG : German Turkish

m köprü mahreci (od. ciki§ yolu)
bau m köprücülük; köprü insaati
bauer m köprücü
bauln-genieur m köprü mühendisi
bogen m l. köprü kernen
(innen) köprü gözü
decke / köprü dösemesi
geländer n köprü yan korkulugu
geld n müruriye. gecmelik; köprü paras»
kolonne / mit. köprücü birligi (od. kolu)
köpf m köprübasi; e-n ~ errichten (od. bilden) köprübasi tesis etm. (od. kurmak)
kopfstellung / mil. köprübasi mevzii
pfeller m köprünün temel diregi; köprü ayagi
waage/ basküllü terazi; baskül, kantar
zoll m s.
geld.
Zugang m köprü methali (od. giri§ yolu)

BRÜDERLICH : German Turkish

kardesce(-sine), biraderane;
er Anteil kardes payi;
e Liebe kardeslik; kardesce sevgi; in
em Einvernehmen kardescesine ^ke^t / kardeslik, uhuvvet; Woche der ~ kardeslik haftasi

BRÜDERSCHAFT : German Turkish

kardeslik, ihvanhk; ~ schließen birbirine sen diye hitap etm.; kardeslik bagi ile baglanmak

BRÜGGE : German Turkish

n.pr. (Belgien) Brüj

BRÜGNOLE : German Turkish

(Pfirsichart) et seftalisi

BRÜHE : German Turkish

f l. (Sauce) saica, sos
(FleiscbA^eUuyu; konsome
(Pökel^) salamura
(Saft) usare
. (Lauge) küllü su; bogada suyu
F fena icecek; bulasik suyu; nane molla-nin aptes suyu
F kötü mesele Die ~ kostet mehr als der Braten, fig. Astan yüzünden pahali. Spr.; in der ~ sitzen F müskül bir durumda bulunmak; sikida kalmak °en l. haslamak, kaynatmak, demlendirmek
(Wäsche) küllü veya sodall suda yikamak 2heiß l. kaynar, yakici
s. Qwarm.
kartoff el pl. haslanmi? patates Qwum.j-m d.
^ berichten sicagi sicagma bildirmek

BRÜLLAFFE : German Turkish

m zo. uluyan maymun; aluatta

BRÜLLEN : German Turkish

l. (Menschen) baginp cagirmak; haykirmak; nara atmak; sagir gibi bagirmak; bar bar bagirmak
(Rinder) ögürmek, bögürmek, igremek
(Löwen) kükremek
(Kamele) gümürdemek; vor Lachen ~ kahkaha ilc gülmek; kahkaha ätmak; kahkahayi basmak; Gut gebrüllt, Löwe! lit. tyi söyledini Das is/ ja zum °l F Güle-yim bari! Buna köpekler gülerl

BRÜNETT : German Turkish

esmer ^e/esme^ güzeli; karabiber

BRÜNIEREN : German Turkish

miskala vurmak (od. etm.) 9»tahl m miskala, silici

BRÜNNE : German Turkish

ist. zirhh gömiek

BRÜSK : German Turkish

sert, hasin, kaba, siddetli, ters; patir kütür; ~ vor-setzen (vorhalten) dayamak;
leren l. sert muamele göstermek
(provozieren) meydan okumak

BRÜSSEL : German Turkish

n. pr. Brüksel;
er Spitzen pl. Brüksel dantelalan Brust/ l. gögüs, bagir, sine, sadir, koyun
(Busen) meme
(Rindei-9) sigir dösü; e-m Kind die ~ geben bir cocuga meme vermek; bir cocugu emzirmek; die ~ nehmen (Säugling) süt emmek; Kind n an der ~ memede cocuk; an die ~ ziehen bagnna basmak; Er hat es auf der ~. Gögsünden rahatsizdir. Er trägt seinen Geldbeutel auf der
~. Para kesini koynunda tasir. schwach auf der ~ sein l. paraca sikintida olm.
bilgisi kit o\\m.;j-m das Messer auf die ~ setzen bicagi b-nin gögsüne dayamak; sich in die ~ werfen gögsünü gururia germek; azametlenmek, böbürlenmek, kurumlanmak, kokoslanmak; um die ~ fassen (Ringer) gögüs caprazma almak Brustbaum m (am Webstuhl) önlük
beere / pharm. ünnap yemisi
beln n an. l. gögüs kemigi (od. tahtasi); kaske-migi; azmi käs; sternum
(der Vögel) karina
(des Huhns) lädes kemigi
beklemmung;
beschwerde / gögüs agirligi (öd, tutuklugu); tikamklik; ziykisadir
beutel m koyun kesesi
bild n büst
bohrmaschine / gögüs matkabi
bonbon m, n öksürük sekeri
drüse/meme bezi; guddei sediye; boyunalti bezi Brüste pl. kadin memeleri 2n: sich ~ l. kabarmak
(mit et.) bsden kurumlanmak, bsle övünmek, bse gururlan- mak

BRÜSTUNG : German Turkish

l. parmaklik, korkuluk, tirabzan
naut. para-pet, küpcste
mit. omuz siperi

BRÜTEN : German Turkish

l. kuluckaya yatmak
ßg. (über et.) kuruntulariyle k-ni yemek; derin düsüncelere dalmak; bsi düsünüp dur-mak
d:
e Hitze bogucu (od. bunaltici) sicak

BUB : German Turkish

m l. erkek cocuk
(in Zss.a.) cirak, oglan

BUBBERN : German Turkish

(Herz) hum. carpmak; tip tip vurmak