Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
DARANKOMMEN : German Turkish

sirasi geimek

DARANKRIEGEN : German Turkish

F l. (an die Arbeit) cali$tirmak
(verführen) ba$tan Cıkarmak; V; becermek
(betrugen) aldatmak; tuzaga düşürmek

DARANMACHEN : German Turkish

sich ^ ise koyulmak; baslamak

DARANSETZEN : German Turkish

l, (aufs Spiel setzen) (hayatmi) tehlikeye koymak; riske efcm.
(einsetzen) bir ugurda sarf etm., kullanmak; alles ~, um sein Ziel zu erreichen maksadına nail oimak icin bütün gayretini sarf etm.; sich ~ başlamak; işe koyuimak

DARANTUN : German Turkish

atmak, katmak

DARANWENDEN : German Turkish

l. (cok vakit ve gayret) sarf etm.
(Geld) bş için masraftan cekinmemek

DARAUF : German Turkish

l. (lokal) üzerinde, üstünde, üzerine, üstüne
(temporal) bundan sonra; bunun üzerine, somadan; den Ta^ ^ ertesi gün; gleich ^ bunu rnüteakip; gerade ~ zu do^rucan do^ruya; Was kann man schon •~ erwidern? Bu söze karsi ne denir? Wie sind Sie denn nur •* gekom n:€ri, fsich einzumischen? Size ne oldu da kan§timz ? Es ^ht \\id Zeit ^. tnsan bununia cok vakit kaybediyor. ^ok vakit Sster. "folgend ertesi, rnüteakip •hauchen n..-ft.slemek, hohlamak ~hln l. (lokal) ona dogru
(tem-pülal) bunun üzerine
(unter diesem Gesichtspunkt) su bakimdan
(demgemäß) buna göre
setzen (z. B, Datum) tarihi atmak

DARAUS : German Turkish

undan, ondan; ^ wird nichts. Bu olamaz. ßundan bs cikmayacak. Er macht sich nichts ^. Hi(y aldirmaz. Ona v?? gelir. Was wird ^ werden? Bunun neticesi ne olacak? Ich werde ^ nicht klug. Hie anlamiyorum. kein lieht
^ machen gizlememek

DARBEN : German Turkish

sikmtida olm.; müzayaka He gecinmek; ac kalmak; fakrüzaruret cekmek

DARBIETEN : German Turkish

l. arz etm., takdim etm., göstermek
(aufführen) icra etm., oynamak, temsil etm. 3, (rezitieren) insat etm.
(spielen) mus. calmak
(Hand) uzatmak; sich
^ i. (Gelegenheit) dü§mek
(auftreten) meydana cikmak
(Ldiluschaft) görünmek ^ung / l. arz, takdim
Tb. temsil, oyun, piyes
(Schau) gösteri

DARBRINGEN : German Turkish

l. arz etm., sunmak
(opfern) feda etm.; ein Opfer ^ kurban kesmek

DARDANELLEN : German Turkish

pi. n. pr. (yanakkale bogazi (fr.: Kai ei Sultaniye ^idi)

DAREIN : German Turkish

icine; sich ^ vertiefen leine dalmak; inceden inceye tetkik etm.; sich ^ ergeben (finden, fügen-, schicken) duruniu oldugu gibi kabuj etm.; tevekkül i-tm.; boyun kirmak
mengen;
mischen icine kar^tirmak; sich ^• kansmak, müdahale etm.
reden s. dreinreden,
willigen razi oSm., muvafakat etm

DARIN : German Turkish

i. icinde

DARIUS : German Turkish

n. pr. Dara; ^ l. Birinci Dara" Isfendiyar

DARLEGEN : German Turkish

göstermek; meydana (od. ortaya) koymak; arz (od. delälet) etm.
(erklären) açıklamak, anlatmak, izäh etm.
(ausführen) ifade ve beyan etm., ekspoxe etm.
(vortragen) serdetmek; so gut er es ~ konnte dilinin yettiği kadar

DARLEGUNG : German Turkish

f izah, beyan, tesrih, açımlama

DARLEHEN : German Turkish

n ikraz, karz, ödünc, avans; ein ~ feben ödünc Dara (ikraz, bore) vermek; ein ^ aufnehmen (bei) b
den ödün; para aimak; bir istikraz akdetmek
s.kasse / ikraz {oä. idane) sandigs
s.geber m miikriz; ödün

DARLING : German Turkish

m hum. s, Liebling

DARM : German Turkish

m l. barsak
(der Wurst) bumbar 3, pl. Därme barsaklar, ema; den ~ entleeren diskilamak; barsa^i bosatmak
bakterien pl. med. kolibasil "beln n an. kaica kemiginin üst kisrm
blähung / gaz. yel, osuruk
ent-leerung / büyük aptes
entzündung / barsak iltihabi; anterit
fiora / s.
bakterien.
grimmen n kanna^risi. sanci
händter m barsakci
kollk / kulunc; e-e ^ zu beheben suchen (durch Kneten und Reiben) kulunc kirmak;
krebs m barsak kanseri
lähmung / barsak feiet
satt m barsak suyu
salte / l. kiris
med. katgüt
schlinge / barsak bükümü
Spülung / ihtikan, lavman, tenklye, siringa
verschlingung / barsak dügümlenmesi
verschluß m med. iieüs "Windung / s.
schlinge

DARNACH : German Turkish

;
neben;
nieder s. danach; daneben; danieder

DAROB : German Turkish

va. bunun üzerine; bundan dolayt

DARRE : German Turkish

l. kurutma aleti
kurutma
bot. agaclann kuru-mas»
vet. verem

DARREICHEN : German Turkish

arz etm., sunmak, vermek, uzatmak

DARREN : German Turkish

(finnda, güneste) kurutmak