German Turkish
DE JURE : German Turkish
hukukan
DE MORTUIS NIL NISI BENE : German Turkish
ölülerden kötü bir amsla bahsedil-mez; Süngüsü tepre^mesin arna
DEBAKEL : German Turkish
n l. (Zusammenbruch) yikilis, inkiraz
(Niederlage) inaglubiyet, hezimet
DEBATTE : German Turkish
müzakere, münakasa, tartisma; zur ~ stehen der-meyan olm
en.schrift / cok kisaltilmi§ stenografi ^^eren l. münakasa, müzakere etm., tartismak; bsi görüsmek
(m. j-m) b-Ie münakasada bulunmak
(heftig) mecelles-mek, cekismek
DEBET : German Turkish
n H zimmet (hesabi); im ^ stehen zimmet hanesine gecirilmi§ bulunmak
DEBITOR : German Turkish
m H borclu
DEBÜT : German Turkish
n l. ilk defa sahnei aleniyete cikma
iftitah nutku
ant(in/) m ilk defa sahnei aleniyete cikan Sieren ortaya cikmak; ilk defa sahnei aleniyete cikmak
DECHIFFRIEREN : German Turkish
sifreyi acmak; desifre etm
DECHSEL : German Turkish
m l. keser
(des Böttchers) barda
DECK : German Turkish
n naut. güverte
DECKBALKEN : German Turkish
m naut. güverte kirişi; kemere
DECKBETT : German Turkish
n l. üst çarşaf
(Federbett) kustüyü ile doldurulmuş yorgan
DECKBLATT : German Turkish
n l. bot. cicek yapragi
(bei der Zigarre) üst yaprak (od. kapak)
DECKE : German Turkish
l, örtü, kuvertür, kapamak
(Bett0) yorgan bzw. carsaf
(WollS) battaniye mil.a. beylik
(Pferde0^ cul,! cultan
(Sattels) yaprak, cul
(Woilach) hasa, velense
(Fahrrad0) di? lastik
(Zimmer0) tavan
(Schicht) tabaka
(Buch0) eilt, kap; dem Pferd e-e ~ auflegen ata cul örtmek; an die ^ gehen F fena halde öfkelenmek; feveran etm.; vor Freude bis an die ^ springen sevinc delisi olm,; sich nach der ~ strecken fig. yorganina göre ayagini uzatmak; sich die ~ über den Kopf ziehen yorgani basma cekmek; mit j-m unter e-r ~ stecken flg. danisik dögüslü olm.; ortaklik etm.; aym dilden terennüm etm
DECKEL : German Turkish
m l. kapak, duvak
(Buch~) kap
(Akten0) gömlek
F (Hut) sapka; eins auf den ~ bekommen F papara yemek
DECKELGLAS : German Turkish
n kapakli bardak
DECKELKORB : German Turkish
m (für gefangene Fische) çavalya
DECKEN : German Turkish
l. örtmek
(den Tisch) sofrayi kurmak
(den Bedarf) karsilamak, temin etm.
(das Dach) dami aktar-mak
(verkleiden) kaplamak
(gegen Sicht) kamuflaj yapmak; maskelemek
(P.) korumak
(P.) mesuli-yeti kendi üzerine almak
mil. himaye etm., setretmek; arkasini (od. gerisini) emniyet altina almak
(vertuschen) örtbas etm.
(Fb.) marke etm.
(Stute usw.) asmak (m. Dat.)
(Kosten, Schaden, Defizit) masiafla-nni (od. acigi) kapatmak
(Haus) damia örtmek
(Wechsel usw.) ödemek bzw. karsihgi olm.
(m. dem eigenen Leib) gögsünü siper etm.; sich ~ l. mil. siper almak
geom. mutabik olm.; uyarlasmak
log. bibirini tutmak
allg. k-ne teminat verdirmek; Man ließ die ungarische Stute durch e-n arabischen Hengst ~ Arap aygirını Macar kisragma cektiler. Ich deckte den Mantel über mich. Paltomu üzerime örttüm. Der Schaden war durch Versicherung gedeckt. Zarar, sigorta ile kapatilmiş oldu. Seine Anschauungen ~ sich nicht mit denen seines Bruders. Onun fikirleri kardesininkilerine uymuyor
DECKENBELEUCHTUNG : German Turkish
f tavan aydinlatma tertibati
DECKENBESEN : German Turkish
m tavan süpürgesi
DECKENHOCH : German Turkish
: ~ springen (vor Freude) sevinç delisi olm
DECKFARBE : German Turkish
f zamkli boya; kapatici suluboya
DECKFENSTER : German Turkish
n naut. kapurta
DECKFLÜGLER : German Turkish
pl. zo. kınkanatlilar; mugammedülcenah
DECKGLAS : German Turkish
n (für mikroskopische Präparate) lamel
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani