Multilingual Turkish Dictionary German Turkish

DEPP : German Turkish

m F ahm?, k, eüleh; öküz kafali; zirtapoz

l. inhitat, dcpresyon
(wirtschaftliche) buh-ran. düskünlük. durpuntuk
(Senke) geogr. cukurluk; münhat yer; depresyon
nut. düsüklük; düsük basmc; inrnfazt nesimi
pisych. ininfaz, Cükkünlük, ümitsiztik, meyusiyet "iv inhitaiti (,ökkün, ümilsiz, meyus

DEPRIMIEREN : German Turkish

l. ümitsizicndinnck, meyus etm.
(entmutigen) cesaretini (od. maneviyatini) kirmak
t ümitstz, meyu?, kederli; maneviyati kink

DEPUTAT : German Turkish

n l. ücret yerine vcrilen (kömür, zahire gibi) aym-yst
(Anteil) pay, hisse •ation / heyeti murahhasa; deJe-gasyon 91eren s. abordnen,
ierte mlf l. milletvekili, me-bus
delege

DER : German Turkish

(die, das) l. (best. Artikel)
(Demonstrativpronomen) bu, su, o
(Relativpronomen) ki o
s. derjenige, ~ und ^ falan filan; Da soll doch gleich ^ und jener drein fahren! Allah beläsini versini Und das wäre? Meselä? Ne gibt?

DERANGIEREN : German Turkish

va. l. (stören) rahatsizlandirmak, taciz etm.
(in Unordnung bringen) tertibini (od. istifini) bozmak

DERART : German Turkish

l. (so) böylece, böylelikle; o suretle; söyle
(so sehr) bu (o) kadar; ~ daß
.. o kadar ki; o derece ki; söyle ki
Ig l. böyle, söyle, öyle; bu gibi
s. derart.
bu güna, bu neviden, bu kabilden, bu mayadaki, bu misilli

DERB : German Turkish

l. (fest) saglam, metin, kunt, dayanikli
(kräftig) kuvvetli, siddetli, dinc
(stämmig) iriyan
(scharf) sert, keskin
(grob) kaba, kabasaba, hasin
(unverblümt) dobra dobra; acik, zarafetsiz, patavatsiz, aci
(hart) kati;
er Schuh kazgal;
er Scherz esek (od. hoyrat) sakasi ^heit / saglamlik, metanet usw. (s. derb)

DERBY : German Turkish

(-rennen) n derbi kosusu

DEREINST : German Turkish

poet. l. günün birinde; atide, gelecekte, ileride
(früher) evveice, vaktiyle
Ig (später) müstakbel, gele-cekteki

DERENTHALBEN : German Turkish

;
wegen; (um)
willen (ki) onlann yüzünden (sebebiyle, dolayisiyle); (ki) onlar icin

DERGESTALT : German Turkish

s. derart

DERGLEICHEN : German Turkish

l. böyle; bu eribi
(so etwas) böylesi, benzeri, emsali;
.. tarzindaki; esi menendi; und ~ (mehr) ve buna benzer seyler; nicht ^ tun aldins etmemek; istifini bozmamak

DERIVAT : German Turkish

n ehem. müstak. türev

DERJENIGE : German Turkish

(diejenige, dasjenige) o ki; Er ist
welcher. F Mevzubahis (cürmü islemis; karar verecek v. s.) olan odur

DERLEI : German Turkish

s. dergleichen

DERMALEINST : German Turkish

va. s. dereinst

DERMATISCH : German Turkish

med. derisel, cildl 21118 f med. dermit; eilt ilti-habi °ologe m; °ologin/cildiyeci, dermatolog, dermatolo-jist Sologie / dermatoloji
ologisch dermatolojik;
e Abteilung (e-s Krankenhauses) cildiye 2ose / med. eilt hastaligi; dermatoz