German Turkish
DIDYMOTICHON : German Turkish
n. pr. (griech. Städtchen bei Edime) Dirne" toka
DIE : German Turkish
s. der
DIEB : German Turkish
m hirsiz, yankesici; V: arakci, arpaci, anaforcu, minareci; j-n als ~ entlarven b-ni hırsız çıkarmak; e-m ~ geradezu den Weg weisen hırsıza yol göstermek
DIEBEREI : German Turkish
f el uzunluğu; hırsızlık, yankesicilik
DIEBESART : German Turkish
f: nach ~ hırsızlama
DIEBESBANDE : German Turkish
f hırsız şebekesi
DIEBESGUT : German Turkish
n hırsızlık malı; çalıntı mal
DIEBESHÖHLE : German Turkish
f hırsız yatağı
DIEBESNEST : German Turkish
f hırsız yatağı
DIEBESSICHER : German Turkish
hırsızlığa karşı emniyet altında
DIEBGESINDEL : German Turkish
f n hırsızlar güruhu
DIEBIN : German Turkish
f kadın hırsız
DIEBISCH : German Turkish
l. hırsızlığa meyyal; hırsızlık düskünü, kleptomanik
hırsız gibi; hırsızlama
(heimlich, verstohlen) gizlice, el altından; belli etmeden
(sehr groß) fevkaläde büyuk
(sehr) pek, cok
DIEBSTAHL : German Turkish
m l. hırsızlık; el uzunluğu, sukat
(geistiger) intihal, aşırıcılık, aşırmacılık; e-n ~ begehen
hirsizlik etm.
baskasının eserini kendi eseri diye göstermek; intihal etm., aşırıcılık etm
DIEBSTAHLVERSICHERUNG : German Turkish
f hırsızlığa karşı sigorta
DIECHLING : German Turkish
m (e-r Rüstung) bist. uyluk zirhi
DIEDERVINKEL : German Turkish
m math. ikidü/lemli aci; iki vedhH zaviye
DIEFFENBACHIE : German Turkish
(giftige) bot. danaayagi; kiz kamist
DIELE : German Turkish
l. (Brett des Fußbodens) döseme tahtasi
(Fußboden) taban dösemesi
(Haus^) sofa
(Wohnungs0) hol, antre, dalan
(Bar) kabare, bar; die
n scheuern tahtalan siimek;
n legen s. dielen
DIELEKTRIKUM : German Turkish
n; ^sch dielektrik, yalitkan
DIELEN : German Turkish
tahta (od. parke) dösemek; döseme tahtasiyle kapla-mak
DIEME : German Turkish
(-n m) f loda
DIENEN : German Turkish
!. hizmette bulunrnak, hizmet etm.
(als Dienstbote) hizmetcilik etm.; b-nin yamnda cahsmak
(zu et.) bse yaramak; bse faydasi dokunmak
(als
..) olarak kullanilmak; b$in isini görmek
(Oott) Allaha ibadet etm.
(helfen) yardim etm.; Womit kann ich Ihnen ^7 Ne emrediyorsunuz? Ne arzu buyrulur? Damit können wir leider nicht ^. Maalesef bizde yoktur. Damit ist mir nicht gedient. Bu, benim isimi görmez. Das soll ihm als warnendes Beispiel ^. Bu, kulagina küpe olsun. als Verwand ~ vesile ulm
DIENER : German Turkish
m l. hizmetci, usak, yanasma
(Amts2) odaci, hademe
(Pförtner) kapici
mst.fig. (e-r Idee) hizmet-kär
(Sklave) kul
DIENLICH : German Turkish
faydali, yarar, elverisli, muvafik; zu et. ^ sein bse faydasi (od. hayri) dokunmak; Dieses Werk ist mir bei meiner Arbeit sehr ^ gewesen. Bu kitap isime cok yara-di
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani