German Turkish
DIPLOM : German Turkish
n diploma, sahadetname, icazet, bröve
architekt m yüksek mimar
DIPLOMAT : German Turkish
(in /) m diplomat (a. fig.); hariciye memuru
en.paB m diplomatik pasaport; siyast pasaport
en.-schrelbtisch m fevkaläde büyük yazi masasi
le / l. diplomasi
diplomatlar, sefirler
DIPLOMATISCH : German Turkish
diplomatik;
es Korps kordiplomatik; sefirler heyeti- Doyen des
en Korps kordiplomatik reisi; Abbruch der
en Beziehungen siyast münasebetlerin kesilmesi;
er Schritt demars;
es Verhalten politikacilik;
e Kreise diplomasi mahfilleri;
e Laufbahn diplomatik meslegi;
e Vorrechte und Privilegien pl. diplomasi imtiyaz ve mua-fiyetleri;
er Dienst diplomatik servis;
es Geschick an den Tag legen idarei maslahat etm.; auf
cm Wege diplomasi yoliyle
DIPLOMIERT : German Turkish
diplome, diplomall; yüksek okuldan mezun
DIPLOMINGENIEUR : German Turkish
m yüksek mühendis
DIPOL : German Turkish
m phys. cifte kutup
antenne / cifte kutuplu anten
DIPPEN : German Turkish
(Flagge) naut. mayna etm., mezestre ve hisa etm
DIPSAKAZEEN : German Turkish
pl. bot. tarakotugiller, müstiye
DIPTAM : German Turkish
m bot. l. (weißer) geyikotu; ak Oirit otu
(unechter) beyaz yerpirasasi; beyaz farasyon –dosten m bot. Qirit otu; Girit diktami; mangir otu
DIPTEREN : German Turkish
pl. zo. ciftkanaNtiar, züicenaheyn
DIR : German Turkish
(Dat. zu du) sana, kendine; mit seninle (beraber); bei ^ (senin) yanmda, üstünd , evhi le
DIREKT : German Turkish
l. dogru, direk(-t); dogrudan doğruya
(unmittelbar) bilävasita, vasıtasız, araçsız, dolaysız
(ausgesprochen, geradezu) ädeta, hakikaten, tam manasiyle; sözüm yabana; katt, kesin
(ohne izusteigen) aktarmasız;
e Verbindung (ohne Umsteigen) doğru hat; ~ proportional math. doğrudan doğruya mütenasip; doğru orantılı; Der Weg fuhrt ~ dorthin. Bu yol doğru oraya gider.
e Wahl bir dereceli secim
DIREKTION : German Turkish
f l. müdürlük, direktörlük, yönetmenlik, idare
va. istikamet, cihet, yön
DIREKTIVE : German Turkish
f direktif, yönerge, veche, talimat
DIREKTOR : German Turkish
m müdür, direktör, yönetmen; zweiter ~ yardirektör: müdür muavini
DIREKTORAT : German Turkish
n (e-r Schule) s. Direktion (1)
DIREKTORIN : German Turkish
f müdür hanım; müdire, direktris
DIREKTORIUM : German Turkish
n l. hist. direktuvar
idare meclisi; müdürler heyeti
DIREKTORSTELLVERTRETER : German Turkish
m s. zweiter Direktor
DIREKTRICE : German Turkish
f direktris, müdire; kadın reyon sefi
DIREKTRIX : German Turkish
f math. s. Leitlinie
DIREKTÜBERTRAGUNG : German Turkish
f (Fernsehen) s. Live-Sendung
DIRIGENT : German Turkish
m sefdorkestr; orkestra sefi; In Berlin war er als ~ tätig. Berlin*de orkestra sefligi etti
DIRIGENTENPULT : German Turkish
n orkestra sefinin önündeki nota rahlesi
DIRIGIEREN : German Turkish
l. spez. mus. (orkestra) idare etm.
(irgendwohin) istikametini göstermek; gütmek, sevk etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani