Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
DO : German Turkish

; Do n mus. do notasi

DOBERMANN : German Turkish

(-plnscher) m doberman köpe^i (polis ve bekci köpegi)

DOBRUDSCHA : German Turkish

fn.pr. Dobrice

DOCH : German Turkish

l. (dennoch) mamafih; bununia beraber; ancak, ylne; hal böyte iken
(jedoch) fakat, läkin
(auffordernd)
sene,
senize; AHahini seversen; bakayim, bakalim
(in irrealen Wunschsätzen) keske
(als Antwort auf e-e negative Frage) Yok; Hay hay; Tabit
(vorwurfsvoll) ya; Allah askina; aman, hay (häufig a. ohne türk. Wiedergabe)
(nicht wahr) de^il mi; Ich will ihm ^ einmal auf den Zahn fühlen. Hele bir yokSayayim. Nicht ^l Yapma (be)S Etme camm! Nun komm ^ schon! Sen de gel ama gel! Bring mir ^ bitte die Zeitung mit! Gazeteyi getirlr misin? Daß dich ^ der Teufel hole! Hay Allah beläm versin! Laß mich ^ endlich in Ruhe! Aman birak benil Wenn sie
^ nur endlich kämen! Keske geiseler! Setzen Sie sich ^ bitte! $öyle oturunuz rica ederim! Ich habe es ^ nicht getan! Ben yapmadim kil Er ist ^ nicht etwa krank? Sakin hasta olmasinl Sie sind ^ nicht etwa krank? Rahatsiz misiniz yoksa? Haben Sie schließlich ^ getan, was ich Ihnen gesagt habe? Dedigime geldiniz mi? Am Ende werden Sie mir ^ recht geben. Nihayet benim sözüme geleceksiniz. Du wolltest mir ~ Bücher mitbringen! Hani bana kitap getirecektini Du hast ~ dein Geld bekommen; worauf wartest du denn noch? Param aldin ya; daha ne bekliyorsun? Komm ^ mal her! Oeisen^e)! Bleib
~ noch ein bißchen hier! Biraz daha katsana! Spring ^ malt Atla bakayim! Zieh ^ die Sache nicht unnötig in die Längef Gel, i^i uzatma! Tut das ^ nicht! Yapmaym yahu!

DOCHT : German Turkish

m fitil "öler m techn. fitilli yagdanlik
Schmierung / techn. fitilli yaglama

DOCK : German Turkish

n naut. tersane, dok, havuz; ins ^ gehen (Schiff) naut, havuza girmek
anlagen pl. doklar; dok tesisat» •arbeiter m tersane iscisi

DOCKE : German Turkish

l. (Strang) eile
(Tabaksblätter) tonga
silindir seklinde aga

DOCKEN : German Turkish

l. intr. (SchirQ havuza girmi§ olm.
(f. gemiyi havuza cekmek; havuzlamak

DOCKGEBÜHR : German Turkish

naut. havuz ücreti

DODEKAEDER : German Turkish

m math. on iki yüzlü (cisim)

DODEKANES : German Turkish

m n.pr. Oniki Ada(-lar)

DOGARESSA : German Turkish

bist. doca kansi; dogares

DOGCART : German Turkish

m iki tekerlekli tek atli kücük tngiHz arabasi; dogkart

DOGE : German Turkish

m bist. doca, doj

DOGGE : German Turkish

l. dok köpegi
(dänische) danuva

DOGMA : German Turkish

n akide, dogma, nas, inak
tik f theol. ilmülkeläm, akait
tiker m nasci, dogmatist, dogmaci ^t^sch dogmatik, inaksal, nässt; ^ gebundene Philosophie felsefei ikaniye; inaksal felsefe
tismus m dogmatizm, inakcilik, nassiye

DOHLE : German Turkish

zo. (kücük) karga
hum. F siyah kadm sapkasi

DOHNE : German Turkish

kus tutmaya yarar duzen; tuzak, fak

DOKTEM : German Turkish

F l. hekimmi§ gibi iläclar tavsiye etm.
denernek, tecrübe etm., kurcalamak Qor m l. (Titel) doktor
(Arzt) doktor, hekim, tabip; den fod. seinen) ^ machen doktorasim yapmak; ^ der Philosophie felsefe doktoru

DOKTORAND : German Turkish

(-in /) m doktorasmi yapmakta olan ögrenci
arbeit / doktora tezi
at n z.va. doktorluk, doktora
examen n doktor imtiham
grad m doktorluk payesi
titel m doktorluk unvam; den ^ erhalten doktor cikmak; doktor unvamm almak
würde / s.
grad

DOKTRIN : German Turkish

düstur, nazariye, doktrin, mesiek, ögreti, sistem, manzume, cümle, cigir, dizge, mezhep
är m; ^ä^ dok-trinci, doktriner

DOKUMENT : German Turkish

n senet, delil, hüccet, vesika, tanit, beyyine, belge, doküman

DOKUMENTARFILM : German Turkish

m dökümanter filim

DOKUMENTARISCH : German Turkish

dokümanter; belgelere dayanan; mevsuk; ~ nachweisbar ispatlanabilir; ~ nachweisen belgelerle ispat etm.;
e Belege pl. evraki müspite;
er Beweis doküman, hüccet

DOKUMENTATION : German Turkish

f dokümantasyon, tevsik