German Turkish
German Turkish
VERHINDERN : German Turkish
engellemek, önlemek, önüne geçmek
VERHUNGERN : German Turkish
açlıktan ölmek
VERHÄLTNIS : German Turkish
oran; ilişki
VERHÄLTNISMÄSSIG : German Turkish
oranlı, nispi; nispeten
VERHÄNGNISVOLL : German Turkish
uğursuz
VERHÄRTEN : German Turkish
de. katılaşmak, sertleşmek
VERHÖHNEN : German Turkish
alay etmek
VERHÖR : German Turkish
sorgu
VERHÖREN : German Turkish
sorguya çekmek; de. yanlış işitmek
VERHÜTEN : German Turkish
önlemek; engel olmak
VERHÜTUNG : German Turkish
önleme
VERIRREN : German Turkish
de. kaybolmak, yolunu yitirmek
VERJAGEN : German Turkish
kovmak, kovalamak
VERJÜNGEN : German Turkish
gençleştirmek
VERKAUF : German Turkish
satış
VERKAUFEN : German Turkish
satmak
VERKEHR : German Turkish
trafik; (cinsel) ilişki
VERKEHREN : German Turkish
(taşıt) işlemek
VERKEHRSAMPEL : German Turkish
trafik lambası
VERKEHRSMINISTER : German Turkish
Ulaştırma Bakanı
VERKEHRSMINISTERIUM : German Turkish
Ulaştırma Bakanlığı
VERKEHRSMITTEL : German Turkish
taşıt, ulaşım aracı
VERKEHRSPOLIZEI : German Turkish
trafik polisi
VERKEHRSPOLIZIST : German Turkish
trafik polisi (memuru)
VERKEHRSREGELUNG : German Turkish
trafik düzenlemesi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani