Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
SPINNE : German Turkish

zo. örümcek; (giftige) bog, ruteyla

SPINNEFEIND : German Turkish

: j-m ~ sein b-nin düsmanı biamanı olm.; b-ne karsi siddetli bir kin beslemek; miteinander ~ sein kanli bicakli olm.; bir kazanda kaynamamak

SPINNEKOPF : German Turkish

m naut. s. Hahnepot

SPINNEN : German Turkish

l. örmek, bukmek, egirmek
(Ränke) basma corap örmek; entrika cevirmek
(Katze) mirildamak
F (verrückt sein; dummes Zeug reden) tahtasi eksik olm.; kacik olm.; hayal pesinde kosmak; sacmalamak
F (ein Garn; spez. Seeleute) hayal mahsulü hikäye anlat-mak; maval okumak
F kodes yatmak
F (keinen guten Faden miteinander ~) birbiriyle hoş gecinmemek; imtizaç etmemek

SPINNENGEWEBE : German Turkish

n s. Spinnwebe,

SPINNENLÄUFER : German Turkish

m zo. ev ciyani

SPINNENTIERE : German Turkish

pl.
örümcegimsiler

SPINNER : German Turkish

(in f) m l. iplikci, egirici, filatör
(für den Fischfang) suni balik seklinde olta yemi
(Verrückter, Phantast) tahtasi eksik olan; kacik, ütopyaci, Utopist, hayalperest, hulyali, sacmaci
(pl.) pulkanatliların bir türü

SPINNEREI : German Turkish

f l. iplikcilik
(Fabrik) iplikhane; iplik fabrikasi; filatür

SPINNEREIARBEITER : German Turkish

(in f) m iplikci

SPINNERIN : German Turkish

f l. kadin iplikci
s. Spinner (3)

SPINNMASCHINE : German Turkish

f bükme makinesi

SPINNRAD : German Turkish

n iplik cikrıgi

SPINNROCKEN : German Turkish

m öreke

SPINNSTUBE : German Turkish

f fr. iplikci kadinların toplanmis oldukları oda

SPINNWEBE : German Turkish

f örümcek (agi); sich mit
n bedecken örümceklenmek; örümcek baglamak (od. tutmak); ein Zimmer voller
n örümcekli bir oda

SPINNWEBEHAUT : German Turkish

f (des Gehirns) an. örümceksi zar: gışayı ankebuti

SPINTISIEREN : German Turkish

(über) ince eleyip sik dokumak; denn derin düsünmek; kill kirk yarmak

SPINÖS : German Turkish

l. (heikel) müskül, nazik, dikenli, cetin
(P.) a) (spitzfindig) safsataci b) (Schwierigkeiten machend) müs-külat cikaran; müskülpesent. titiz
(tadelsüchtig) mizmiz

SPION : German Turkish

m l. casus, hafiye, ajan; dil avcisi
(Spiegel am Fenster) dikiz aynasi
age/casusluk. espiyonaj
age.abwehr/ mukabil casusluk; casuslukla mücadele servisi; kontres-piyonaj 9age.verdächtig casusluktan süpheli 9ieren casusluk etm

SPIRALBOHRER : German Turkish

m Amerikan matkabi
e / helis, helezon, Spiral; e-c ^ beschreiben Spiral yapmak;^ helezon cizmek
feder / helezoni yay; Spiral
fläche / helikoit; helezon sekilli 2förmig sarmal, helezoni, burma
gefäße pl,. an. sarmal damarlar; eviyei helezoniye Sig helisel, helezon?; büklüm büklüm
kanal m (im Ohr) an. salyangoz (od. kokleer) kanali
nebel m astr. sarmal bulutsu

SPIRANS : German Turkish

Spirant m phon. sürekli (od. sizici) sessiz (od. ünsüz) 2antisch sizici, sürekli

SPIRITISMUS : German Turkish

m ispritizma
ist(in /) m ispritizmaci Qistisch ispritizmaya müteallik
ualismus m phil. spiritüalizm, ruhiye, tinseicilik
ualist(ln f) m spiritüalist
ualität / ruhaniyet
uosen pl. müskirat; alkollü ickiler

SPIRITUS : German Turkish

m l. (Hauch, Atem) nefes, soluk, nefha, ilham
ispirto, alkol
brennerei / ispirto taktirhanesi
kocher m ispirto ocagi; ispirtoluk; kamineto
lampe / kamineto ~ rector m l. canlandinci ruh
pej. elebasi, önayak, muharrik

SPIROCHÄTE : German Turkish

zo. spiroketa, kivnmkilsi