Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
ANBEI : German Turkish

ilisik olarak; leffen, melfufen, merbutan

ANBEIRENEN : German Turkish

s. anbelangen

ANBEIßEN : German Turkish

l. (Fische) oltaya vurmak (od. takilmak); bas vurmak; igneye tutulmak
flg. yemlenmek, yakalanmak, takilmak
yemege baslamak; dislemek; nicht recht ~ •wollen F agir davranmak; zum ° schön isinlasiya (od. isinlacak kadar) güzel; seker gibi; Lokman hekimin ye dedigi; afet

ANBELANGEN : German Turkish

taalluk etm.; was mich anbelangt bana gelince (od. kalirsa); bence

ANBELLEN : German Turkish

l. karsisma haviamak
fig. tekdir etm., b-ne cikismak

ANBEQUEMEN : German Turkish

sich ~ ister istemez uynaak

ANBERAUMEN : German Turkish

(Zeitpunkt) tespit, tayin etm

ANBETEN : German Turkish

tap(in)mak, perestis (ibadet, taabbüt) etm. "er m ölesiye tapan; perestiskär

ANBETRACHT : German Turkish

in ~ (m. Gen. od. daß) hasebiyle, dolayisiyle, haysiyetiyle; madem ki; hazir (am Satzanfang); in ~ dieser Katastrophe bu feläket karsisinda

ANBETTELN : German Turkish

(j-n um et.) b-den bsi dilenmek; b-ne el acmak

ANBETUNG : German Turkish

l. tapinc, tapims, perestis, ibadet, taabbüt
(Prosternation) secde Ss.wiirdig perestise deger

ANBIEDERN : German Turkish

sich ~ b-ne sokulmak; girginlik (od. cerbeze) etm.; läubalilesmek; sich
d sokulgan, girgin, cerbezeli, läubali

ANBIETEN : German Turkish

(j-m et.) l. (vorschlagen) teklif etm.
(darreichen) takdim etm.,sunmak
(bedrohen) bsle tehdit etm.; dem Gast Obst ~ misafire meyva cikarmak; Darf ich Ihnen e-e Zigarette ~? Bir sigara takdim edebilir miyim? sich ~ (als) hizmetini arz etm

ANBINDEN : German Turkish

l. (festbinden) baglamak, cakmak
(m. j-m) a) b-le dalasmaga vesile aramak b) seit. flört etm., kür yap- mak; mit wem man besser nicht anbindet tekin degil; s.a. angeblinden

ANBLASEN : German Turkish

l. (Feuer) atesi üflemek; yellemek
(Hochofen) yakmak
(Jagd) avm baslangicini bildirmek
(M.i.) calmaga baslamak
(P.) üfürmek, nefeslemek
F azarlamak, cikismak, hortzort etm

ANBLATTEN : German Turkish

F s. anbellen

ANBLECKEN : German Turkish

(Hund) dis gicirdatmak

ANBLICK : German Turkish

m l. görüs, nazar, bakis
(Bild) manzara, görü-iiüs, temasa, nezaret, cehre; beim ersten ~ ilk bakista; vehlei ulada; bei diesem ~ bunu görürken Sea bakmak, atfi nazar etm

ANBLINZELN : German Turkish

gözle isaret ederek bakmak

ANBLITZEN : German Turkish

l. (hiddetle veya gülümseyerek) bakmak
phot. fle§ yapmak

ANBOHREN : German Turkish

l. burgu iie delmege baslamak
delik acmak; burgulamak
F b-ni iskandil etm.
F b-den ödünc para istemek; para sizdirmaga calismak
(Bergbau) sondaj esnasinda b^i rast getirmek

ANBRASSEN : German Turkish

(Rahen) ndut. brasa etm

ANBRATEN : German Turkish

(Fleisch) hafifce kizartmak

ANBRAUSEN : German Turkish

; angebraust kommen hizia gelmek

ANBRECHEN : German Turkish

tr. l. bir parcasim kirmak, koparmak
(Pak- kung) acmak
(Vorrat) harcamaga baslamak; intr. l. (Tag) ortalik agarmak (od. acilmak); sabah olm., gün dogmak
(Zeit) baslamak, cökmek
(Nacht) karanlik basmak; gece olm.
(Jüngster Tag) klyamet günü cat- mak; klyamet kopmak; Der Morgen bricht an. Horoz ötüyor. s.a. angebrochen