Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
QUAL : German Turkish

istirap, iskence, eziyet, cefa, eza, azap, üzgü; heftige
en durchmachen ikiz do^urmak

QUALIFIKATION : German Turkish

l. (Befähigung) ehliyet, kabiliyet, liyakat
(Benennung) tavsif
(dienstliche Beurteilung) sicii 9zieren l. tavsif etm., vasiflandirmak, nitelemek. kalifiye etm.
(dienstlich beurteilen) sicii vermek; sicilini yaz-mak; sich — ehliyetini göstermek; (für et.) bse namzet olm. 2zierend vasft, tavsifi;
er Satz tavsif cümlesi;
e Adjektiva pl.gr. niteleme sifatlan; (sifäti tavsifiyc) ^z^e^t ehliyetli, kalifiye; läzim gelen vasiflan haiz bulunan;
es Geständnis jur. mürekkep (od. muhtelit) ikrar;
e Mehrheit mevsuf (od. mukayvet) ekseriyet

QUALITÄT : German Turkish

l. keyfiyet, n telik, hal, kalite, vasif, evsaf, maliyet
(bei Papie") hamur
(Eigentümlichkeit) hassa, hususiyet
(\\\\ rtgrad) aya.r; offene ^ (e-s Vokals) phon. genislik; h
hwertige ^ kalite yüksekligi 9ativ keyfl, nitel, kalitatif (Adv.) kalite bakimmdan; ^ hervorragend üstün kaliteli
äts.arbeit / yüksek kaliteli (od. evsafli) i§
äts.eisen n iyi cins(-ten) demir
äts.ware / H secme mal

QUALLE : German Turkish

zo. denizanasi, fercülbahir; V: deniz ami

QUALM : German Turkish

m kesif duman 2en l. (Schornstein) koyu duman cikarmak; kesif bulutlar salivermek
(rauchen) F fosur fosur sigara (pipo v. s.) icmek
(Petroleumlampe) bu-ram buram tütmek

QUALSTER : German Turkish

m F (Schleim, Auswurf) balgam, salya, tükürük

QUALVOLL : German Turkish

istirapli, eziyetli, cefali, iskenceli, üzgülü

QUANT : German Turkish

n phys. kuvant(-a)
en.theorie / kuvant(-alar) teo-risi
ität / l. kemiyet, nicelik, kantite, miktar
(Verslehre, phon.) hecelerin (bzw. vokallerin) uzun veya kisa olusu Qitativ kemmi, nicel, kantitatif; (Adv.) miktarca

QUANTITI NEGLIGEABLE : German Turkish

ehemmiyetsizlik

QUANTITIEREND : German Turkish

:
es Versmaß (ar. od. pers.) aruz vezni °um n l. miktar
(Anzahl) sayi, adet
(Anteil) hisse, pay

QUAPPE : German Turkish

zo. l. (Kaul2) kurbaga yavrusu; iribas, dufayda
(Aalraupe) Iota; tatli su gelincigi

QUARANTÄNE : German Turkish

karantina; die ^ verhängen karantina koy-mak; naut. a. isporka etm.; in ~ liegen karantina bek-lemek; unter ^ stehendes Schiff bulasik gemi
flagge/ karantina flamasi
Station/karantinahane, tahaffuzhane, lazareto

QUARK : German Turkish

m l. kesilmis (koyulasmis, pihtilasmis) sütün peynir kismi
tuzsuz beyaz peynir
ßg. sacma, zirva
ehem-miyetsiz sey; in jeden ~ seine Nase stecken etliye süttüye kansmak; V: her boka burnunu sokmak

QUARREN : German Turkish

s. quaken; quäken, j-m die Ohren voll ^ haykira haykira b-nin kulaklanm a^ntmak

QUART : German Turkish

l, dörtte bir
typ. ceyrek forma boyu
(Hohlmaß) asagi yukan bir litrelik eski bir sivi ölcegi
Bill. turnike
(Fechtkunst) muhasımın iç tarafina vurulan darbe
s. Quarta

QUARTA : German Turkish

-a f lisenin ücüncü sinifi

QUARTAL : German Turkish

-al n üç aylık müddet; trimestr

QUARTALSÄUFER : German Turkish

-al.säufer m dipsoman

QUARTANER : German Turkish

-aner(in /) m Quarta ögrencisi

QUARTBAND : German Turkish

-band m ceyrek formalardan mürekkep kitap cildi

QUARTBLATT : German Turkish

-blatt n kägit tabakasinin dörtte biri

QUARTE : German Turkish

-e / mus. dörtlü, kuart

QUARTERDECK : German Turkish

-er.deck n naut. kıç güvertesi

QUARTERMEISTER : German Turkish

-er.meister m (auf Handelsschiffen) dümenci, serdümen

QUARTET : German Turkish

-ett n l. mus. kuartet, katüor
bir nevi iskambil oyunu